Bir devrin "Ülkücü ağabey"i, bugünkü devrinse dürüst siyasetçisi ve bir türlü beklenen yükselişi gösteremeyen bir partinin başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun bir diğer yönü, bilinmeyen demeyeceğim bu yönü için televizyona çıktığı programlarda da bu yönünden çokça bahsediliyor. Kitap hakkında konuşmak gerekirse, -ben de partisinin destekçisi bir aileden geliyorum- kitabı bana babam bir kongre sonrası almıştı. Şiire ilk başladığım sıralar... Okudukça, şiirler hoşuma gitti. Serbest şiire bakışımı değiştiren kitaplardandır bu. Zırlamayan, mananın ipini koparmayan bir kurgulama... Sıkmayan, duru bir dil. Muhsin Bey'i az-çok tanırım, uzun yıllarını cezaevinde geçirmiş ve hiçbir suçunun olmadığına kanaat getirilip serbest bırakılmış bir insan... Onun hakkındaki bu bilgiyi göz önüne getirirsek, kitap büyük bir duygu yoğunluğunun eseri. En çok aklımda kalansa, "beni dört duvar arasına tıktılar, ama ben aslında burda değilim, benim ülküm madde mi ki?" anlamına çıkan birkaç mısraı vardı, gerçekten okunması gereken bir şiir kitabı.