Concon, riks, antin kuntin, filim, öğ gelmek, zarf atmak, indiragandi, dumur olmak, dıp tıs... Tüm bu kelimelerin veya sıra dışı deyimlerin anlamlarına şimdilerde herhangi bir Türkçe sözlükte rastlamak ne denli zorsa onların, gazete okurken, trafikte, vapurda, dolmuştayken, maç hatta Meclis Tv'yi izlerken karşımıza çıkmaları da bir o kadar mümkün. Tiyatro sanatçısı Levent Tülek, toplumun hemen her kesiminden insanın diline pelesenk olmuş yazılı olmayan bu dilin kelimelerini Lumpen Sözlüğü'nde toplamış.
Marks ve Engels'in ortak çalışmalarının ürünü olarak ilk olarak 1854'te 'Alman İdeolojisi'nde icat ettikleri 'lumpen proletarya' terimi, TDK sözlüğünde, Marksçılık akımına göre toplumsal sınıf bilinci olmayan, içinde bulunduğu toplumun kültürüne yabancı düşen, sözde bilgili tutum ve davranışlarıyla itici olan anlamlarıyla yer buluyor. Lumpen dili ise kuşaktan kuşağa geçen ve yerleşik bir dil kabul edilen argodan farklı, günübirlik yaşayan kitlenin kullandığı dil olarak ortaya çıkıyor.
'Sınıfsız', 'ayaktakımı' anlamına gelen lumpen, aynı zamanda 'alt kültür'e ait demek. Oysa Lumpen Sözlüğü'nde yer alan yüzlerce kelime alt kültürün ötesinde magazin dünyasının ünlüleri, sosyetik isimler, politikacılar, gazeteciler, akademisyenler, sözüm ona sanatçıların diline fazlasıyla yerleşmiş durumda.
Sözlükte geçen ve İngilizce Harold (Herıld) ismi ile Türkçe 'herhalde' sözcüğünün karıştırılmasıyla elde edilmiş bir söz olan 'Herıld Yani'nin tanımı şöyle yapılıyor: "Direkt 'herhalde' anlamında kullanılır. Ancak bu kullanımın içinde bir övgü, böbürlenme, büyüklük taslama ve megalomani vardır. Yapılan işin veya durumun başarılı olması karşısında söylenir. Erken dönem kentli lumpenlerin ürettikleri ilk sözlerdendir."
Bir diğer ilginç nokta ise kelime ve sözlerin anlamlarının günlük gazetelerden, politikacıların nutuklarından ya da ünlü isimlerin adının karıştığı gaflardan seçilen örneklerle okuyucuya sunulması. Örneğin delirmek, çıldırmak, akıldışı işler yapmak anlamına gelen 'Balatayı sıyırmak' deyişinin, 30.09.2004 tarihli Sabah Gazetesi'nde yer alan 'Türk Pop Müzik Tarihinin En Kötü İmajlı Beş Şarkıcısı' başlıklı haberde kullanım şekli, "Belgrad ormanlarında kendini ağaca bağlatıp 'Beni bağlamaz' diye naralandığı klibi uzun süre yüzü sivilceye kesmiş ergenlerin rüyalarını süsledi. Sonra balataları sıyırmış olacak; kafayı Camoka misali kazıtıp, vücuduna Yazuka'yı hasetinden çatlatacak dövmeler yaptırdı" örneğiyle sözlükte kendine yer buluyor.