Geceyi Tanıdım Hakkındaki Yorumlar

Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
Geceyi Tanıdım
Öykücünün Kitabı'nda Eray şöyle bir şey diyordu: "Yazdım, işim gücüm bu oldu ama yazdığım şeyler bir türe oturmuyordu. Marquez Nobel aldı, türe bir isim kondu da yazdıklarımın ne olduğu ortaya çıktı." Büyülü gerçekçilik, evet ama Eray'ın gerçekliği ve bu gerçekliğe dayalı büyüleri -tersi de mümkündür, büyüye dayalı gerçekler ama Eray'ın yaşamından ortaya çıkan öyküler çoğunlukta, ilkidir diye düşünüyorum- benzersiz açıkçası. Türden kaynaklanıyordur belki; büyülü gerçekçi romanlarda gerçeklikle hayal adım adım örülür, ani geçişler ve değişimler kurgusal bütünlüğü zorlayabilir. Eray'ın hikâyeleriyse bir çerçeve içindeki panayır gibi. Sadece bu da yok, derinden derine bir arayış, bilincin sınırlarında gezintiler de mevcut. Kafesinden kurtulmak isteyen bir aslana benzetiyorum. Bu arayış sayesinde diş kovuğundan insanlar fırlıyor, gece her anlamda tanınmaya çalışılıyor veya bazen ikisi birden. Sınır çizilmiş değil, Eray'ın metinleri sonsuza kadar çeşitlenebilir. On küsur kitabını topladım, bunları okumaya daha yeni başladım ve bir kitap üzerinden yola çıkarak bunca şey söylemek belki yanlış, yine de kitaplardan anlamadığım için oluyor böyle şeyler.
Geceyi Tanıdım: Gece tamamlaması bu. Gecenin bütün parçalarını bir araya getirme uğraşı. Ay, cüceler, körfezler, kabzımallar, O'Hara ve Fausta, geceyi ilk yakalayanlar olmak için yürüyorlar. O'Hara bir denizkızı istiyor, yolda Fausta'ya raslıyorlar. Fausta gündüzleri erkek, geceleri kadın. Fark etmiyor, tam tersi de olabilir. Kimlikler olduğu gibi kabul ediliyor ve gece tutuluyor bir ucundan.

Yılanlı İzzet Efendi: 1900'lü yılların başında İzzet Efendi içindeki yılanla yaşıyor. Süt içmediği zamanlarda yılanın bedeninde dolaştığını hissediyor. Marusya, İzzet Efendi'nin sevdiği kadın, "ya yılan ya ben" diyor ve büyük azaplardan sonra yılanı atıyor İzzet Efendi. Eh, o kadar kolay olsa keşke yılanı atıvermek. Alışkanlıkları yıkmak, kişiliği derleyip toparlamak ne zor.

Mogadon Palas: Eray'ın hikâyeciliğine giriş yapılacaksa bu güzel bir örnek olurdu. Mogadon Palas adlı bir otel var, bir de eczane. Bu ikisinde gerçekleşen olaylar birbiriyle paralel, kişiler de öyle. Büyülü iki mekan ve olanlara şaşan anlatıcı.

Ali Bey Kim?: Sonunu arayan metin olarak düşünmek hoşuma gidiyor bunu. Eray'da Ferit Edgü'nün arayışları var zaman zaman; metni yazana dışarıdan bakmak, bir monologda konuşanı -sanki başkasıymış gibi- ve dışarıyı tekrar yaratmak, tek bir sesle. Kimse'nin tek sesli orkestrası, Ali Bey'in peşinde. Kim ki bu Ali Bey?

Beni Sever Misiniz: Pezevenk İrfan uyanmak bilmeyince yaşanmıyor, uyanmak zorunda. Zor ama mümkün. Bir keresinde Leyla'yı satmış İrfan, Abdullah'a anlatıyor. Giderken şöyle bir dönüp bakmış Leyla ama iş her şeyden önce geliyormuş. Abdullah için de öyle, aksatmadan uyandırıyor adamı her sabah. Onu sever miymişiz, böyle bitiyor.

Neredeyim Ben, Neredeyim?: Eray uzunca bir süre hastanede yatmış, iki veya üç yıl. O dönemde birçok hikâye yazmış, bu da onlardan biridir sanıyorum. Eray nerede? Eray çocukluğunda, ninesinin yanında, ahşap bir köşkte, muhtemelen Kızıltoprak civarı, unuttum. Eray okulda, Eray başka bir ülkede, hastanedeyken nerede olabilirse orada; hayatının birçok yerinde. Hatırlamak güzel bir şey, iyiyi veya kötüyü.

Dişten fırlayan adamlar, yürünen yollar, geniş bir dünya bu. Hikâye hikâye örülmüş. Daha neler var acaba, zevkle okuyacağım gerisini.

Bet sesime katlanmak ister misiniz? Bunu koyalı bayağı oldu, güzel gibi.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
dozturktr81
15.05.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Boş zamanınızı geçirmenizi sağlar
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
selimcan21 28.08.2013
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Nazlı Erayı,okumanın bir tarzı olmalı.Bulmak için epey çabaladım.Size tecrübelerimi aktarmak isterim.Birincisi;
"Moraliniz düzgün olacak.İkincisi;Yavaş okuyacaksınız,özümseye,özümseye.Üçüncüsü;Her kelimenin üzerine
duracaksınız,hepsinin anlamını tam bilmiş olacaksınız.Dördüncüsü;Hiçbir hikayeyi yarım bırakmayacaksınız."
Eğer bunları yaparsanız.Tadına doyum olmaz,Nazlı Eray okumanın.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
el sordo 01.07.2010
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Nazlı Eray'ın okuduğum ilk kitabı. Diğerlerini de okuma fikri oluşturdu bende. İyi bir öykü başlangıcı olabilir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
iktisatçıı 09.09.2008
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
öyküler iide çok cümle tekrarları var. o kısmı biraz sıktı beni açıkçası...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
berfuidil 13.08.2008
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
beğeneceksiniz.emek verilmiş,iyi bir kitap
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
seyasen 27.04.2008
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Eray'dan farklı tatlarda değişmeyen güzellikte öyküler.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
burcuuygur 26.04.2008
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
İçerisinde birbirinden ilginç öyküler olan güzel bir kitap. bu fiyata bulmuşken bence alınmalı...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla