E-Dergi

sadece kırım savaşını değil osmanlı'nın idari, askeri, sosyal yaşamına da bir yabancı gözlemci gözüyle bakılıyor. burada yabancı sözcüğü bu topraklara sonrada gelen manasında kullanılmıştır. yoksa çıkarların korunması konusunda osmanlı'nın kendi tebasından daha akılcı yorumlarda bulunmuş yazar. benim için fazla detaylı geldi doğrusu. araştırmacılar için daha anlamlı olacaktır.

sadun boro'lu anılar ve fotoğraflar dışında pek ilgi çekici olduğunu söyleyemem. iyi kötü denizcilik tahsili almış biri olarak ben bile diğer konulardan sıkıldım. kitap koç üniversitesinin sadun boro yu doğum gününde andığı,sektörün sorunlarının tartışıldığı bir denizcilik çalıştayı bildirilerinin toplamından oluşuyor.

beğenmedim. okunmuyor.

"o ülkeden bu ülkeye geze geze" ve "sanayileşecektik büyüyecektik ne oldu bize?" kadar başarılı değil maalesef. hatta bu kitapta diğer kitapların tekrarına bile düşmüş. okurken sıkıldım. ilginç değil pek.

"pupa yelken" den tam on yıl sonra kısmet'in mürettabatına bir kişi daha katılır. sadun boro, eşi odo boro, emektar kedi miço ve son mürettabat olarak çiftin kızları deniz. kısmet bu kez amerika birleşik devletleri'nin doğu kıyılarına ve iç su yolları'na seyahat için yelken açar. sadun boro samimiyetiyle, tatlı diliyle, okyanuslara sığmaz engin görgüsü ve bilgisiyle bize bu seyahati aktarmış. bitmesin diye azar azar okusam da yine de tadına doyamadım.