E-Dergi

Beautiful serisine başlamama neden olan kitap diyebilirim. bu güne kadar ki yazılan bestsellers da %90 aşk hep kadın tarafından ele alınır. Erkek ne yaşıyor bilemezsiniz. tahmin edersiniz. Hep bir erkeğin kadın kadar aşık olamayacağını düşünürsünüz. O yüzden ayaklı belada olayların travis in ağzından anlatıldığını öğrendiğimde balıklama atladım. nitekim güzeldi. bir erkeği bu kadar içten aşık görmek güzeldi. olaylar tatlı belayla aynı olsa da o son bölüm de ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar... ı çok güzel vermişti. şimdi ölesiye merak ediyorum. belalı düğün niye yazıldı. ne oldu da olayları başa saracağız?

Ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar...
Daha fazla detay umut etsem de fazla bir şey beklemiyordum zaten. Seriyi tamamlamak boynumun borcuydu ne de olsa...

Beklenen bir sarah jio olmasıyla birlikte bu sefer sonunun ucu açık bırakılması hoş bir etki yarattı diyebilirim. tarih, cinayet, gizem ve çiçekler birleşince hoş bir mizansen ortaya çıkmış.

Pabucumun ajanı'nda çok eğlenince bu kitabını da okumam gerektiğini düşündüm. evet aynı orana yakın eğlenceli ve sevimli olsalarda kadın erkek arasındaki şiddet, erkekteki despotluk bu sefer biraz canımı sıktı sanki. deniz tunaya meydan okuyabiliyordu ama ilkim tunadan resmen şiddet görüyordu sanki. bu da bana yazarın ataerkil toplulumuzun (tam da biz bu kanıyı değiştirmeye çalışırken) çok etkisinde yazdığını düşündürüyor. tüm bunları geride bırakabilsem olay örgüsü muhteşem kurulmuş, diyaloglar çok eğlenceli ve genel olarak aklımda yer edebilecek kadar iyi bir kitap.

Hosseini nin okuduğum bu 2. kitabı. Uçurtma avcısından o kadar etkilenmiş, yazarı o kadar beğenmiştim ki ve dağlar yankılandı ya başlayacağımı söylediğimde arkadaşların okumasan mı esin sözlerine bile aldırmadım. tamam kabul ediyorum yazarın dili, kelimelerle oynaşması çoğu ergen kitaplarıma beş bassa da bence bu kitap sadece ve sadece yazılmış olmak için yazılmış. bir kere kurgu yok. ucundan azıcık yakalayayım desen anlatılan hikayelerin birbiri ile bağlantısı yok. Abdullah'la Peri'nin hikayesini okuyacağım, çok acı çekecekler ama yıllar sonra kavuşacaklar diye düşünürken kendinizi Markos ve Nebi'nin hikayesini okurken buluyorsunuz. Hatta o kadar ki Amra'yı bile Peri ile Abdullah'tan fazla anlatıyor! Ben hayal kırıklığına uğradım açıkçası...