Toplam yorum: 3.253.600
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
Pınar Zengin Tarafından Yapılan Yorumlar
Kitabın adı bolluk, yani kitabın adımdan da anlaşılacağı üzere para ve bolluk ile ilgili yazılmış bir kitap.Bu kitap aslında kişilere para kazanmanın, ek gelir elde etmenin üzerine değil de,daha içsel bir yol olan olumlama, yoga üzerinden gitmesi en önemli etken.Yogayla parayı bağdaştıramıyorsunuz tabi ilk ama kitabı okumaya başladıkça,kişinin kendi içsel yolculuğunda nasıl hatalar yaptığını görüyorsunuz.Hani derler ya,çağırma kötüyü diye. Sürekli kötüyü çağırdığınızda illa bir şey olur,bir kötülük görürsünüz ya tam da öyle bir şey. Eskide kalmamak,olumsuz cümlelerden uzak,ya olursa diyerek,uğraşarak yani o bolluğun bilincine varmanızı hedefliyor bu kitap.
Kitap sade bir dille yazılmış.Yani size yoga dedim diye "kesin anlamayacağım şeyler vardır" diye düşünmeyin.Kitapta meditasyonlarla,egzersizlerle,bilgilerle ve özel tekniklerle bolluğa ulaşmanın yollarını anlatıyor.Kısacası yoga ve meditasyon yoluyla bilinci zenginliğe dönüştürmeyi amaclayan bir kitap.
Kitabın kapak tasarımına da bayıldım desem yalan olmaz. Kitap hakkında ise şunları söyleyebilirim ki, tadı damağımda kaldı desem yeri. Çünkü 56 sayfalık bir kitap ve gerek karakterler, gerek konunun işlenişine bayıldım. Kitabın kısa olmasına aldanmayın, gereksiz uzatmalarla bogmuyor sizi. Kitabın konusu ise 2004 yılının Ankarasında geçen, iki üniversiteli genç kız olan Melisa ve Merve'nin etrafında geçiyor. Çok fazla konusu hakkında bilgi vermek istemiyorum kitabın konusuyla ilgili, çünkü biraz merak edin. Ayrıca o altın günü ve discman detayı beni gerçekten 2004-2005 yıllarına ışınladı. durun durun, o kadar yaşlanmadım henüz neyse kitabımıza dönelim biz.
Aslında anlatım olarak da akıcı bir anlatım var, sade bir dille herkese hitap edebilen, sevebileceğiniz bir öykü. Hatta günlük telaşelerden kitap okumaya vakit bulamıyorsanız veya çabuk bitirebileceğiniz bir kitap arıyorsanız rahatlıkla okuyabileceğiniz bir kitap. Okumanız tavsiyemdir.
Kitapta, bir hastane odasında gerçekleşen bir itirafın ardından bir gerçeğin ortaya çıkması ele alınıyor. Tabi hastanede anlatılan bu itirafla birlikte eski fotoğrafların ortaya dökülmesi, İlker'in Oktay'la olan benzerliği akıllara bazı soruların gelmesine sebep oluyor. İlerleyen zamanlarda ise Aslı'nın yazdığı romanı için bazı bilgilere ihtiyaç duyar ve sevgilisi İlker'den bir cinayet hakkında gazeteye yansıyan bir haberin olup olmadığı ile ilgili araştırma yapmasını ister ve babasının tuttuğu bazı kayıtlara erişir. Bu kayıtlarla birlikte öyle bilgilere ulaşır ki!
Kitabı okurken yer yer sıkılmama sebep oldu fakat o kadar yoğun bir duygu değildi bu durum. Hatta sayfa sayısı olarak da fazla bir kalınlık yok, 208 sayfacık bir kitap. Okuması keyifli, bir o kadar da kendisini merak ettiren bir konusu var. Anlatım olarak da akıcı ve sade bir dil hakim. Benim severek okuduğum bir roman oldu, sizin de seveceğinize eminim. Okumanız tavsiyemdir.
Kitapta insanın nasıl adım adım iç huzura sahip olunabileceği, sağlıklı bir şekilde, rahat bir gelirle ve insan ilişkilerinin tadını cikararak nasıl tasasız bir şekilde yaşanılacağı ele alınıyor. Gerçek yaşamdan sunulan örneklerle birlikte yapılan olumlamaların, kişinin içsel yolculuğu ile birlikte özünüze dönmeyi ve bazı şeylerin farkında olmanızı istiyor.
Kitap aslında akıcı, yalın bir dille yazılmış fakat bu tarz kitapları daha doğrusu kişisel gelişim alanında bu tarz kitapları bir ara okuduğum için bana biraz yavan geldi. Onun haricinde kişisel gelişim türüne yeni başlayan biriyseniz veya bu tür eserleri tercih eden biriyseniz, tercih edebileceğiniz bir kitap olabilir. onun dışında kesin okuyun diyebileceğim bir kitap değil.
Kitap bir rock yıldızının kaybolmasıyla ve bir gazetecinin bu rock yıldızıyla ilgili bazı belgeler eline ulaşmasıyla,parçası olduğu bu hayatı yazıya dökmeye başlıyor.Birde kitapla ilgili doksanların Beyoğlu'su ifadesi var ama doksanlarla alakalı seyler walkman'ler ve Beyoğlu barlarına,Rock barlara biraz daha yer verilebilirmiş.
Ne yalan söyleyeyim,kitabı okurken biraz sıkıldım. Yer yer kitaptan koptum fakat kitabın sonunu okudugumda kitap hakkındaki düşüncelerimi biraz olsun toparladı.Kitabı okurken hatta bir ara "bıraksam mı acaba?" diye düşünmedim değil fakat Leopar Selim ve arkadaşı Basçı Barış'a ne olduğunu merak ettiğim için okudum.Aslında anlatım ve dil olarak o kadar zorlayıcı bir tarafı yoktu kitabın,aksine akıcı (benimse yer yer koptuğum) bir anlatım ve sade bir dil kullanılmış,kitap hakkında nötr düşüncede oluşum ise başlarda biraz sıkılmam ve kitabın sonuyla alakalı olduğundan.Okuyup okumamak tamamen size kalmış.