Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

fernazbey Tarafından Yapılan Yorumlar

29.07.2011

Hz. Meryem, Hz. İsa aleyhimüsselam hakkında doğru bilgi sahibi olmak, dünyadaki en zor şeylerden biri galiba...Kimileri onları ilahlaştırmış, kimileriyse (hayalimize uğraması bizim uykularımızı kaçırır) neler neler iddaa etmiş. Bu karışıklığın içinde sizi, sanki onların yanındaymışcasına doyurucu bir bilgiye, beraberliğe ulaştırıyor bu kitap, kendine has üslubuyla...Bir ihtiyacı karşılıyor ve ufuk halindeki bu insanların örnek hallerini gözlerinizin önüne taşıyor. İffet mahrumu nesiller olarak şimdilerde en çok Meryemi bir iffete, hayaya ihtiyacımız var galiba... Sibel Eraslan'ın üslubuna hayranım. Aynı sarıp sarmalayıcı üslubun devam ettiğini gördüm. Ortalarında sıkılabilirsiniz ama sabır... Sonrası okuduğunuz sayfaların boşa gitmediğini gösterecek. afiyet olsun!
06.06.2011

harika bir kitap... Sadık hoca kendine has üslubunu yine konuşturmuş. açıkçası bir kelime bile fazladan kullanmamaya çalışır gibi özet yazılar kaleme alması beni çok cezbediyor. üstelik bir taraftan Üstadı anlatırken, diğer taraftan Risale-i Nur'ların şahsi hayatında ne gibi değişikliklere sebep olduğunu dille dillendiriyor. hem üstadı adım adım takip edersiniz, hem de Sadık hoca'yla kendi Risale serencamenizi gözden geçirirsiniz. dolu dolu, candan, samimi ifadelerle bezenmiş çok güzel bir kitap... ellerine sağlık!
16.05.2011

Mehmet Niyazi büyük üstad... Her zaman elini öper başımıza koyarız. Lakin bu kitap aceleye gelmiş gibi. Okuyucu milli duyguların baskınlığının arkasına geçebildiğinde kitabın halini daha iyi görüyor. Mesela dialoglar tek bir kişinin gibi ve dönemi yansıtmıyor. Sanki dialogların tek kahramanı var: Mehmet niyazi. sonra tasvirler acıklı durumu anlatabilmek için yapılmış ama ajitasyona kaçıyor. Bence aslolan dönemin fazla yorumuna kaçmadan anlatılması... Bırakın o zamanın zorluğunu yaşananları okuyan anlasın. Post-moderntarzı okuyucularını tatmin etmeyen, eski usulun temsilcisi ve yazılmış olsun diye maalesef kaleme alınmış bie eser. Özür diliyorum, adı üstünde: Yazılamamış...
16.05.2011

Hatice Kesginin ilk romanı... Güzel bir üslubu var. bir iç konuşma gibi geçiyor bütün kitap. Adem'le 15. yüzyıl kahramanı Firdevsi arasında... Şimdiye dek okuduğum bütün güzel romanlarda olduğu gibi etkileyici bir başlangıcın ardından sizi imtihan eden bir fasıl başlıyor. Bu bölüm yaklaşık 40 sayfa sürüyor, sabırlı olmak lazım. Arkasından gelen bölüm için bu sıkıcı yerin çok lazım olduğu okudukça anlaşılıyor... Ama asıl Firdevsi'nin konuşmaya ve Adem'i iç muhasebeye çekmeye başlamasıyla başka bir hal almaya başlıyor kitap. Firdevsi'nin nasihatini kendi hayatından örneklendirerek vermesi çok ilginç ve nahif. Galiba nasihatçilik böyle olur. Firdevsi'nin dünyevilikle Yada'sını kaybedişi bize, dünyadaki dünyeviliklere savrularak Huri'leri, hem de bizi sadakatle cennette bekleyen, aldattığımız, onları kırdığımız ilhamını veriyor...Ama yine de daha güzel yazılabilirdi. "Hoş kitap" tanımlaması yapılabilir. fazlası değil maalesef.
16.05.2011

gerçekten enfes bir roman... farklılığı sizi daha ikl sayfalarda saracak. Üslubundaki özgünlük sizi okumaya teşvik edecek. Ama olay kurgusunda hareket, soluk soluğa olmayı sevenlere biraz sabırlı olmalarını gerektiren bir tarzı var. Ateş ve Bahçe... Kitabın ismini başlarda anlayamadığımı itiraf edebilirim. Ama sonralarda Hz İbrahimi düşündürdü bana. İçine atıldığı devasa ateş... Ama onun düştüğü ise bir bahçe... Etrafı korunmuş, adeta bir fanusun içine yerleştirilmiş Kudreti Sonsuz tarafından... Vahyin aydınlatıcı yolunu cazibedar yolların içerisinde keşfedemeyen, ateşi nur diye yalayıp yutan insanlığa o ateşin içerisinde bir bahçe arayışı, hem de Hz İbrahim'i koruyanından... diyebiliriz. Afiyet olsun diyorum:)