Toplam yorum: 3.253.732
Bu ayki yorum: 5.758

E-Dergi

FitForBücher Tarafından Yapılan Yorumlar

29.08.2015

Genel anlamda vasat bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Bir kere 'yer' isimleri Azra Erhat, vb. diğer yazar/çevirmenlerden öğrendiğimzden farklı verilmiş. Ayrıca yazarın İskender'in hayatını anlatmasından ziyade devamlı İskender'i ve çok benzer cümlelerle eleştirmesi bir okur olarak beni irite etti. Ayrıca Darius'un ölümünden sonra yazar adeta 'kitabı hemen bitireyim, daha fazla uzamasın, yoksa kalın bir kitap olur da, belki çok satılmaz' moduna girmiş ve zorlama bir final çıkmış ortaya. Tek olumlu tarafı kronolojik sıraya bağımlı kalması ve efsanelere kapılmaması olmuş diyebilirim. 'Büyük İskender' hakkında ciddi kaynak arayanlar için bu kitabın bir 'Bernard Lewis' kitabı olmadığını söyleyebilirim. Ben bu konuda hiçbir şey bilmiyorum, altyapı bağlamında temel bir şeyler öğreneyim diyenler alabilirler...
26.08.2015

İki bölümden oluşan kitabın ilk bölümü sosyal yaşama dair bilgiler ve adeta "Lokman Hekim'in Oğluna Öğütleri" tarzında nasihatler içeriyor, güzeldi. İkinci bölümün ilk 20 sayfasında adeta tanrı isimlerinden oluşan bir bombardımana tutuluyorsunuz, sonra Zeus ve akabindeki soyağacı açıklamaları nispeten daha anlaşılır ve ilgi çekici. Genel anlamda okunmasa da 'çok şey kaybedilmeyecek' bir kitap izlenimi bıraktı bende, mitolojiyi çok sevmeme rağmen...
06.08.2015

Kur'an'dan farklı bir anlatımı ve yer yer mucizelerin yer aldığı bir anlatımı olması hasebiyle beni şaşırtan bir "Yusuf ile Züleyha" hikayesi okumuş oldum. Kısa ve gayet özlü bir anlatım olmuş; Mehmet Kanar hocamıza ve Kitapyurdu'na teşekkürler!!
04.08.2015

122.sayfadan sonra kopartan, üstüne bir de Kafka'dan "Milena'ya Mektuplar"ı okuyayım; sonra da 'basayım giden bu dünyadan' dedirten kitabın adıdır: "Genç Werther'in Acıları"
Etkileyeci, kalplere dokunan ve melankolik bir kitap; 'okumayın!' desem de okuyacağınızı biliyorum. İyi okumalar...
02.08.2015

Stefan Zweig okumak bir keyiftir; kahve içmek gibi bir şey... Kahvemle beraber başladığım bu öyküyü de kahvemle birlikte bitirdim. Belki bir "Satranç", bir "Amok Koşucusu" kadar özgün olmasa da bu öykü de; kişisel ruh çözümlemeleri, kurgunun sağlamlığı ve beklenmeyen finali ile yine bir 'Zweig klasiği' olarak okunmalı diye düşünüyorum. Ek bilgi: 1954'te başrolünde Ingrid Bergman'ın oynadığı bir film ile de beyazperdeye 'Roberto Rossellini' tarafından aktarılmıştır.