E-Dergi

SEFİLLER, dünya klasikleri arasında çok özel bir yeri olan eser olup, her türlü övgüye layıktır! Benim burada ekstra söyleyebileceğim tek şey ise; eseri sadeleştiren "Editör - Erol Kılınç" ın Victor Hugo' nun bir benzetmesine -haklı olarak- alınıp, unutulmayacak ve nazar-ı hayretlerimize çarpacak bir yorum getirmesi hususudur: "Halt etmişsin sen! Senin harflerinde estetik bir düzen olsaydı, senin medeniyetinde de hat sanatına benzer bir yazıya dayalı sanat dalı ortaya çıkardı! (E.K.)"

İSTANBUL' a özel anekdotlar ve genel bilgiler beklerken; Bizans-İtanbul dönemleri, Kemal Atatürk Türkiye' si ve Bugünkü İstanbul olarak 4 bölümden oluşan ve son derece yüzeysel ve ansiklopedik bilgi içeren buldum karşımda. Bizans bölümünde Doğu Roma İmparatorluğu hakkında bilmediğimiz çok güzel ve ilginç konulara değinilmiş, mamafih aşırı imla ve bazı tarihsel hatalar beni rahatsız etti ve kitaba karşı şevkimi kırdı.
Hürrem Sultan, Kanuni' den 8 sene önce ölmüş olmasına rağmen sonra ölmüş gibi anlatılar, Süleymaniye yerine ısrarla Süleyman Camii denmesi, vb... hatalar bir sonraki basımda umarım tekrarlanmaz! Ezcümle aman aman denilecek bir kitap değil, Bizans dönemine meraklılar alabilir.

Stefan Zweig'ın ikinci ve genç eşi Lotte ile Yahudi mezaliminden kaçarak sığındıkları Brezilya (Petroplis) da geçirdikleri son 6 ayı anlatan roman. Bazen insanlar nereye kaçarlarsa kaçsınlar, hayatlarında ne kadar değişiklik yaparlarsa yapsınlar, yazgıları onları hiç yalnız bırakmaz. 2.Dünya Savaşı ve Yahudi vatandaşlarının uğradığı trajedi, büyük hümanist S. Zweig ve eşi Lotte' yi adeta vücuttaki bir kenenin kan emmesi ve vücudu zayıf bırakması gibi; her geçen gün manen eritir, yaşam sevinçlerini bir işkenceye dönüştürür. Hiç olmazsa ölüm haklarını kendi elleriyle kullanmak ve son özgürlüklerini duyumsamak isterler... Stefan Zweig hayranlarının; yazarın son dönemi, yakın dostları, yaşam alanları, çektikleri manevi acı ve yoksunluklar, vb... konularda bilgi edinebilmek ve yazarı kişisel ve edebi anlamda daha iyi tanıyabilmeleri açısından mutlaka okumaları gereken bir kitap!!

'Satranç' ı okuduktan sonra herkesi etkisi altına alan "Stefan Zweig" virüsünü kapmış bir okursever olarak tabii ki bu kitabını da okudum ve hayran kaldım. Stefan Zweig sadece öyküleri ve novellaları değil, aynı zamanda biyografileri de çok ünlü olan bir yazar. Edebi pencereden baktığı ve yorumladığı biyografilerinden farklı olarak bu sefer adeta bir araştırmacı-yazar, hatta hafiye kimliğinde Amerika' nın adını alışının arkasındaki; birbirinden ilginç ve "yok artık, daha neler?" dedirten olaylar zincirinin nasıl bir komedyaya dönüştüğünü çok yalın bir dille anlatmış. Bu kitap ve dahi "Montaigne" ile "Macellan" biyografilerinin de okunmasını özellikle tavsiye ediyorum!!

George Orwell' ın 1948 yılında yazdığı ve son iki rakamını ters çevirerek "1984" adını verdiği, anti-ütopik edebiyatın şaheserlerinden kabul edilen başyapıtı, kült eseri. Kesinlikle okunmalı ve kitaplığınızda bulunmalı!!