Toplam yorum: 3.253.600
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
GÖKTÜRK Tarafından Yapılan Yorumlar
Ufuk açıcı bir eser. Birçok konuya aydın bir bakış açısı. Özellikle Tanzimat Dönemi ile aydınlarımızda başlayan yenileşme gayretlerini ve bunların ne kadar özden uzak ve taklit olduğunu dönemin misalleri ile anlatıyor yazar.
Kitap boyunca çok değerli tespitler yapıyor Meriç. Pek çok bölümü dönüp tekrar tekrar okudum ve pek çok satırın altını çizdim. Özellikle maddeciliğin bizim toplumumuz için ne kadar kötü olacağını çok güzel anlatıyor yazılarında.
Okurken gerçekten insan şaşırıyor hem de hayran oluyor tespitlere. Eseri değerli kılan bir diğer niteliği ise yazıldığı dönemden günümüze de ışık tutması. Denemeleri okurken günümüz olaylarını daha iyi kavramak mümkün.
Bir kere okuyum köşeye konulacak bir eser değil özetle tekrar tekrar dönülecek bir kaynak kitap.
Çok güzel, çok sarsıcı ve çok etkileyici bir roman. Başından sonuna kadar insanı sarıp sarmalayan kolay kolay da bırakmayan bir kitap.
Her bölüm ayrı güzel, her bölüm ayrı etkileyici. Dişi kurdun çevresinde gelişen farklı ama birbiriyle bağlantılı olay örgüsü çok güzel kurgulanmış.
Kader ile ilgili görüşleri, iyi ve kötünün bitmeyen mücadelesi ve bunların yanında uçsuz bucaksız Kırgız Bozkırı'nın; Akbar'a, Abdias'a ve Boston'a yaşam hakkı tanımaması çok etkileyici bir dille kaleme alınmış.
Son bölüm için yorum yapmaya kelimeler yetmiyor. Her okur bu eserden heybesindeki kadar bir şeyler alacaktır.
Benim gibi istihbarat servislerine amatör düzeyde ilgi duyanlar için oldukça profesyonel bir eser.
Çok ciddi bir çalışma ve emeğin ürünü olduğunu daha ilk sayfaları okurken hissediyorsunuz. Çok fazla sıkmadan, kolay ve akıcı bir şekilde okunuyor.
Sadece KGB anlatılmıyor, KGB ile birlikte Rus tarihini de kısaca öğretiyor.
Okuması kolay, doyurucu ve bilgilendirici bir eser.
Roman işgal sürecinin bitmesi ile İstanbul'da başlayan hayatı anlatıyor. Misyoner okulları ve faaliyrtlerini gözler önüne seriyor.
Aslında günümüzünde sorunu olan yabancı hayranlığı ve bınun insanımıza, kültürümüze ve memleketimize olan zararlı sonuçlarını kişisel felaketler üzerinden gayet başarılı bir şekilde kaleme almış yazar.
Misyoner okullarında benliklerini kaybeden kızlarımızın ne olursa olsun özendikleri yabancı memleketkere kaçmak için nasıl milli ve manevi değerlerinden vaz geçtiklerini, ailelerini hiçe saydıklarını üzülerek okuyoruz ve günümüzdeki hallerimizi bize yüz yıl önceden gösteriyor.
Falih Rıfkı Atay, Çile adlı eserinde farklı konulara kendi penceresinden kendi üslubu ile temas etmiş.
Her zamanki gibi akıcı dili ve sade üslubu ile değerli bir eser ortaya koymuş. Yaşadığı dönemi ve dönemin sorunlarını yerinde tespitlerle değerlendirmiş. Değişen dünyada değişmeyen adetlerimizi, siyasetimizi ve dünya görüşümüzü hicvetmiş.
Doğu'yu Batı ile Batı'yı Doğu ile kıyaslayarak mevzuya daha kolay hakim olmamızı amaçlamış ve sonuçta ortaya yine güzel ve öğretici bir Atay eseri çıkmış.