E-Dergi

bir kitap ki beni çocukuğuma götüren, bir kitap ki hüzne boğup neşeyle güldüren... Aytmatov'dan çok bizden çok içten bir hikaye. bir solukta okudum, sizler de eminim öyle okuyacaksınız.

bir kitap mı, bin kitap mı? her kitabı okuyacak kadar vaktimiz var mı? ya da acaba bu kadar çok kitap okumak gerçekten de bu kitapları okuduğumuz anlamına mı gelir? kitap nasıl okunur ki? evet kitap nasıl okunur? kitap nerde okunur? kitap okurken ne yapılır, ne yapılmaz? tarihinde kitaplar ve onları var eden yazarlarla okuyucular...
Okurken inanılmaz keyif aldım. ara sıra yine açılıp bazı bölümleri okunabilir, aslında başucu kitabı denir ya hani, Okumanın Tarihi de öyle bir kitap. kitap okumayı seven, okumaya değer veren herkes için birebir... teşekkürler Manguel

Tahsin Yücel bir dilci olarak kitabında dil üzerine eğilmekte. ama kitapta asıl mesele dil mi değil mi onu sizler de düşüneceksiniz. yalan kavramının hem ansiklopedik tanımını hem de hayattan yansıyan yaşanmışlığını göreceksiniz bu kitapta. şaşırabilirsiniz, içiniz daralabilir. umarım da öyle olur. çünkü bir milleti millet yapan temel unsurlardan birinin (hatta en önemlisi bile denilebilir) DİL'in yozlaşması üzerine küçük notlar da bulacaksınız kitapta. hatta "nuance" niye böyle yazılmış diyeceksiniz. evrensel dil ise... hayal değil mi sizce de???

yıllar öncesinin ingiliz aristokrasisi, inanılmaz bir lüks, zengin aileler boşkultaki insanlar, mutsuz evlilikler, anlamını yitirmiş sadakat kavramı... sınıf sınıf insanın olduğu bir memleket içerisinde dorian gray'in hayatını okumak, kitabın içinde canlanan dorian'a hayat veren oscar'ı görmek güzel olacaktır emin olun. oscar wilde ne demiş:
insanlar beni lord henry gibi zannediyorlar ama ben kendimi basil gibi görüyorum. dorian ise onun gibi görünmek istediğim biri. kitabı bence bunu bilerek okuyun!!!

oliver sacks birçok yazarın yapamadığını yapıyor. doktor olmanın ötesinde iyi de bir yazar olduğunu gösteriyor. ve bunu yalın diliyle, süslemelere gerek kalmadan, abartısız betimlemelere ihtiyaç duymadan sadece hastalarını anlatıyor. onları birer hasta olarak değil bir insan olarak anlatmayı başarıyor. bir doktorun hastası için yapabileceklerinden ve yapamayacaklarından bahsediyor.
bir başka açıdan bakarsak, son derece ilginç bu hikayeleri okumak her insan için keyifli olabilir. ancak kitap içerisinde geçen (yer yer çevrimleri yanlış olsa da) tıbbi terimleri anlamakta biraz güçlük yaşayabilirsiniz.
bence sadece bu kitabıyla yetinmeyin, uyanışlar, renkkörleri adası ve özellikle tungsten dayıyı da okuyun!!!