Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

Tellus Tarafından Yapılan Yorumlar

17.05.2008

Akp kapatma iddianamesini okursanız (Kitapyurdu, Elips yayınları) Vural Savaş'ın ne kadar haklı olduğunu görürsünüz. Vural Savaş bey demokrasi, laiklik ve Türkiye Cumhuriyetinin temelini oluşturan tüm değerlerin savunusu için yazmış bu kitabı, benim anladığım bu.
Kitapyurdunda bulunan bazı kitaplara yaptığım yorumlarda, şu noktaya değinmiştim; Tek parti dönemi ve Kemalizmi eleştiren kişilerin asıl hedefi bir başka kişi, asıl hedef o ama yürekleri yetipte ismini söyleyemiyorlar biliyorlar ki altında kalacaklar.
Yok camiler ahır olmuş, yok kuran yasaklanmış. İngiliz mandası olsaydınız görürdünüz kuran nasıl yasaklanır, cami nasıl ahır olur. Aklı evvel yorumcular, Irak'a bakında görün işgal ne demek, işgale uğramak ne demek. Tabi kitabın konusu olan kişiler işgal sürecinde ki İstanbul hükumetini aratmıyor.
Atatürk'ün Çankayası, türbanlı teyzelerle hacı amcaların mekanı oldu. Allahım ne günlere kaldık, Vural Savaş'ın dediği gibi AKP daha önce kapatılsaydı Çankaya bugünleri görmezdi, bizde kahırdan ölmezdik herhalde. Çankayanın ilk sahibi işgalden kurtardı, şimdiki sahibi devrimlerle alay eder gibi kimleri dolduruyor Çankaya'ya...
11.05.2008

Öncelikle başlangıç kısmı olmak üzere, iddianamenin tamamı uzun bir sürecin ve ciddi bir uğraşın sonucu hazırlandığını gözler önüne seriyor.
Eylem ve söylemlerin ne sıklıkta ve kimler tarafından dile getirildiği ve odak olmanın hangi surette cereyan ettiği yine açık bir şekilde ortaya konulmuş.
Bir kapatma davası iddianamesi değilde sanki, beş ciltlik bir hukuk siyaset kitabı okumuş gibi oldum.

Yüce mahkeme ne karar verir bilemiyorum ama iddianame gerçekten iddialı.
Elips yanınevinin böyle bir hizmet gerçekleştirmiş olması da ayrıca takdire değer bir olay.

Kitaplığınızda bulunsun mutlaka çünkü Türkiyenin bir dönemi bu kitapta.
29.04.2008


Bu durumda, 2007’de Pakistan’a ve belirsiz bir geleceğe dönmek için hazırlanırken, sadece kendim ve ülkem için değil, tüm dünya için geçerli olan tehlikelerin farkındayım. Tutuklanabileceğimin bilincindeyim. Benigno Aquino’nun Ağustos 1983’te Manila’da öldürülmesi gibi ben de uçaktan inerken vurulabilirim. El-Kaide beni kaç kez öldürmek istedi, gericilerin istemediği demokratik seçimler için ülkeme dönerken, bunu tekrar denemek isteyecekler mi acaba? Ama ben yapmam gerekeni yapacağım, Pakistan halkına verdiğim demokrasi sözünü yerine getirmek için yeniden çalışmalara başlamam gerekiyor.
Pakistan’ın çocukları için riskleri kabul ediyorum. (Shf: 491)

İşte böyle diyor Doğunun güzel ve kadersiz kızı. Bu kitap henüz piyasaya çıkmadan Kitapyurdun dan ön sipariş verdim ve ilk hafta elime geçti. Anlayarak ve özümseyerek okudum, insan hakları ve demokrasinin ve emeğin ve hakça düzenin tarihini yazsanız herhalde bu kadar başarılı olamazsınız.

Kitabın üzerine çok şey yazmak isterdim ama bence yazmaktansa okumanızı tavsiye etmeyi tercih ederim. Ajanlıkla suçlanan Benazir'in kaç yıl hücrede kaldığını okuyunda görün, babasının ne şekilde öldürüldüğünü, kardeşleri Mir Murtaza ve Şah Nawaz'ın ne şekilde ve kimlerce öldürüldüğünü okuyun ve görün asıl kimlerin ajan olduğunu.

İnsana adanmış bir hayat nedir deseler, tek kelimeyle cevap veririm. BHUTTO derim, bu sadece bir soy isim değil. İnsana ve emeğe adanmış bir davanın adı...

Doğunun güzel ve kadersiz kızının aziz hatırası önünde eğiliyorum.
12.04.2008

Nutuk'un Osmanlıca olan ilk baskısı dahil pek çok baskısını inceledim. Alfa yayınlarının çıkardığı Nutuk biraz daha farklı geliyor bana.
Gerek kapağında ki albenisi gerekse yazı ve dizgisinin görselliği kitabı okumaya itiyor insanı.
Nutuk, Kurtuluş Mücadelesinin en temel eseri ancak nedense Nutuk'u okullarda okutmak yerine sadece kitaplıklarda bekletiyoruz. Anlamıyormuyuz yoksa anlatmak mı istemiyoruz. Nutuk'u her vatandaş okumalı, okumalı ki gerçek kurtuluş mücadesinde kimler hain kimler kahraman görülsün...
12.04.2008

Kitap günümüzde yazılmamış ama günümüzde var olan İnat ve Öfke Siyasetini çok iyi yansıtıyor. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte tekke ve zaviyelerin kapatılması, türbedarlıkların kapatılması gibi devrimler bazı kişilerin menfaatini ve kolay yoldan geçim sağlama olanağını elinden aldı. Bu nedenledir ki bu kişiler o zamandan bu zamana, gerek Laikliği gerekse Cumhuriyeti hedef alarak pek çok eyleme başvurdular.
Batılılaşma ile Çağdaşlaşma kavramlarının Cumhuriyet döneminde nasıl anlaşıldığını anlamak yerine salt batılılaşma kavramı ile hareket ederek işi hakaret boyutuna ulaştırdılar.
Bu kitapta onlardan biri, yani klasik saldırma politikasını izleyen kitaplardan biri. Ancak iş yazara gelince şöyle bir durmak gerekiyor, bu kişi RTÜK üyeliği dahil devletin pek çok kademesinde görev yapmış birisi yani beğenmediği ve suçladığı Bürokrasinin içinde yer almış ve oradan aldığı maaş ile yaşamış birisi. Eh bu duruma yorum yapmamak en iyisi sanırım bu durum zihniyeti ve kitabı anlamaya yeterli oluyor...