E-Dergi

Ahmet Altanı sadece kadın erkek ilişkileri ile ilgili yazdığı yazılarla değerlendirmek çok ciddi bir hatadır. Bu popüler kültürün şişirmelerinin bir yazara ne kadar zarar da verebildiğinin ayrı bir göstergesi kanımca.
Çetin Altan ın oğlu olmak ona hem toplumun içinde olmak hem de dışardan bakabilme gücü veriyor.
Onunla ilgili içime kazınmış yazısı
" Piyanoya hala çivi çakıyorlar baba " başlıklı bir yazısıydı.. Evine haciz gelen birinin babası ile paylaştığı anıyı anlatır okuyucularına. Haciz memurları geldiğinde guzelim kuyruklu piyanonuyu tuşlarına çivi çakmalarını..Kaldırırkenki gelişigüzelliklerini. Ve bence bu iyi bir özettir...
Kültüre sanata bilime de aynı şeyleri hapmıyormuyuz. Hele hele mesela heykellere. Ne kaldı değerli çiğnemediğimiz. Güzelim tarihi eserlerimiz küfleniyor , parçalanacak hale geliyor. Değerli olan herşeyi bırakın korumayı yok etmek için elimizden geleni yapmışız. Bu ülkeyi iyi tanır denemelerinde iyi anlatır Ahmet Altan.

Ertan Efegil benim üniversitede en sevdiğim öğretmenlerimden biriydi. Ve her fırsatta bize Orta Asyanın ne kadar önemli bir coğrafya olduğunun altını çizerdi. Türkmenistanda yaşamış ve Orta Asya ülkelerinin siyasi coğrafyalarını çok iyi bilen yakından takip eden bir yazar. Tüm kitaplarını heyecanla bekliyorum.

Üstadların kitaplarını okuduğunda insan onların güncelliğine değerlerini hep kurumalarına hatta yeniliklerine şaşırıyor..
" fırından yeni çıkmış " gibiler :P.

İnsan ne ile yaşarda Tolstoy,
insanda yaşayan nedir? İnsanın önceden bilemediği nedir ve insan ne ile yaşar sorularına dokunuyor.

Tasavvufa çok yakın, okunmaya değer...

Kendi dallarında büyük olanların (hangi dal olursa olsun ister iş dünyası, ister politika, bilim, sanat ...) kitapları okunmalı ve çocuklara okutulmalı. Bir kere ilham veriyor yeni bakış açıları, vizyon sunuyor. Bu millettin en çok kahramanlarını tanımaya ihtiyacı var.
Sakıp Sabancı da bir kahramandı.

Bazen bazı sevgiler hiç beklenmedik anda, beklenmedik yerde, kendini dahi tanımayan kalplerde açar, açar açmasına ama yaşayan ne yaşadığının bile farkında değildir ve ezbere beklentileriyile yeni tanıdığı duyguları esgeçer.. Ve bu ona tüm yaşamına işine sanatına mal olur.

Hayata bazen bazı dönemeçlere geliriz ve o dönemeçler geleceğimizi yazar.
Kitap kısaca kendi komplekslerimizin bu dönemeçlerde karşımıza çıktığını ve bizim en büyük yıkımlarımıza yol açabileceğini anlatıyor. Kendi ruhuna ihanetin bedeli ağırdır.