E-Dergi

Turgut Özakman'ın daha önce şu çılgın türkler adlı kitabını okumuştum ve gerçekten çok beğenmiştim. Ama keşke önce dirilişi basıp daha sonra şu çılgın türkleri çıkarsalardı. Bu kitap gerçekten anlatım tekniği ve bakış açısıyla çanakkale için yazılan kitapların arasında ayrı bir yere sahip. Kitapta bir ulusun küllerinden nasıl doğduğunu çok değil bu savaştan 4-5 yıl önce bir zamanlar kendisinin birer ili olan devletler karşısında osmanlının düstüğü acze karşın bu savaşta hazır olmamasına rağmen yedi düvele türkün nasıl baş kaldırdığını tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiş. Ayrıca İttihatçıların ve almanların ihtiraslarını,yetersizliklerini,hayalperestliklerini,kabiliyetsizliklerini,vicdansızlıklarını ve merhametsizliklerini de belgeleriyle beraber gözler önüne sermiş. Yazar kitabın önsözünde de belirttiği gibi bir üçleme yazacağını ve serinin son kitabının cumhuriyet olacağını belirtmiş. O kitabı da sabırsızlıkla bekliyorum. Allah turgut Özakman gibi gerçek vatanperverlere uzun ömürler versin onlar da bu milleti aydınlatmaya devam etsinler. Kitaba gelince eğer şu çılgın türkler kitabını okumuşsanız bu kitap hakkında zaten yoruma ihtiyacınız yoktur. Herkese bu kitabı okumasını ve çevresine de muhakkak okutmasını tavsiye ediyorum. Şimdiden herkese iyi okumalar.

Kukla Ahmet Ümit'in okuduğum dördüncü kitabı. Daha önce okuduklarım da çok iyi e güzellerdi ama kukla bambaşka. inanılmaz. konusu, mekanı, karakterleri müthiş. O dönemi yani susurluk dönemini, belli bir noktada susurluka giden zaman diliminde türkiyedeki çarpık ideolojik derin devlet anlayışıyla beslenen bir sistemin susurlukta sadece bir bölümü ortaya çıkan kendi yarattığı canavarlarının nasıl bu hale geldiklerini, ne aşamalardan geldiklerini kitap çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor.Yazar iyi ve kötü karakterleri aslında hangi taraftan bakarsak kimin nasıl iyi nasıl kötü olduğunu görmenin belli bir kıstasının olmadığını bence çok güzel açıklamış. Türk okuyucusu açısından da nefis bir kitap. Eline sağlık Ahmet Ümit usta. Senden daha böyle çoooook kitaplar bekliyoruz. herkese iyi okumalar.

Bu kitap Türk Hukuku açısından bir manifesto niteliğindedir bana göre. Sayın Sami Selçuk Bey'in kendine has üslubu ve diliyle ve de eşsiz bilgi ve tecrübe birikimiyle yeni nesle en başta hukukçu arkadaşlara verebileceği en güzel hediyedir. Kitapta hukuk ile birlikte genel bir demokrasi tanımını ve de demokrasinin ne demek olduğunu bulmak mümkün. Bununla birlikte kitap ömrünü hukuka ve milletine adamış, ömrünü okuyarak, doğruyu arayarak geçirmiş eşsiz bir bilim adamı ve yargıç olan Sayın Sami Selçuk Bey'i de tanıma adına kaynak niteliğinde bir eser. Kitap oturulup planlanarak yazılmış bir eser değil. Sami Bey'in çeşitli dönemlerde yazdığı yazılardan veya yaptığı konuşmalardan oluşmakta. Tek kelimeyle tam bir kaynak ve Türk gençliğinin okuması gereken bir eser. Buradan şunu belirtmeden geçemeyeceğim Sayın Sami Selçuk bey'i emekli olarak görmek istemiyorum. Onun gibi insanlar kolay kolay yetişmiyor. Bu ülkenin onun gibi GERÇEK AYDIN beyinlere ihtiyacı var. Sami Bey'in ülkemiz için, Demokrasi için, hukuk için daha yapacağı çok şey olduğuna inanıyorum. Şimdiden iyi okumalar.

baba kitabını okumadan önce filmini izledim.filmi çok beğendiğimden kitabını da okudum.kitap gerçekten harika.filmde olmayan bazı ayrıntılar kitapta anlatılmış.bu arada kitabı çevireni de tebrik etmek lazım.bence çok akıcı bir kitap.yalnız benim kitap hakkındaki olumsuz eleştirim kitabın şekliyle ilgili.1.si kitap kapağı hiç güzel seçilmemiş.daha etkileyici bir kapak oluşturulabilirdi.2.si basımıyla ilgili.kitapta doğru yazılan kelimeler yanlış yazılanlardan daha az.bu şekilde basılmış bir kitapla daha önce hiç karşılaşmamıştım.merak ediyorum bu kitabı kim o şekilde bastı.kitap baskıya hazırlanırken hiç mi türkçe bilen biri kitabı incelemedi.gerçekten merak ediyorum kitabı basan arkadaş kelimenin nasıl yazılacağını bilmiyormu.inanın en azından benim aldığım kitapta bu anlattığım hatalar bir kaç tane değil.yarısı bu hatalarla dolu.yayınevi bundan sonra kitap basımına dikkat ederse isabetli bir karar vermiş olur.

ahmet ümitin adını ilk duyduğumda fazla abartılıyor gibi gelmişti.o yüzden de kitaplarını okumamak için epey direndim.ama en son dayanamayıp beyoğlu rapsodisini okudum.kitabı polisiye diye bildiğimden ilk başlarda hayal kırıklığına uğradım.ancak teselli bulduğum nokta diğer polisiye romanlarda olmayan edebi tasvirlerin okuyucuyu sıkmadan bu kitapta olmasıydı.özellikle cinayetler işin içine girince kitap hareketlenir zannettim ama olmadı.tam herşey bitti dediğimde kitap müthiş bir finalle son buldu.özellikle son 10 sayfası harika.ancak bence ahmet ümit müthiş sonu biraz daha detaylı olarak yaymalıydı.sonuç olarak şunu söyleyebilirim ahmet ümit edebi açıdan bir çok dünyaca ünlü yazardan daha iyi.ayrıca kitabının kurgusu da harika.biraz daha aksiyonu kitaplarınba yayabilirse dünyaca ünlü bir yazar olabilir bence.kendi adıma ahmet ümit gibi bir yazarın türkiyeden çıkmasından dolayı sonderece gururluyum.