Dedemin Bakkalı, köyde yaşayan bir kız çocuğu olan Şermin'in gözünden, çocukların büyüklerle iletişiminde ortaya çıkan sorunları, yaşadığı olaylar üzerinden hikayeleştirerek anlattığı bir kitap.
Şermin, meraklı, yeni fikirler üretmeyi seven, ticari zekası gelişmiş bir çocuk. Tabi bunda biri köyün tek bakkalı, biri de köy kahvesinin işleticisi olan dedelerinin de rolü vardır muhakkak.
Şermin, küçük yaşta sıkça maruz kaldığı "Büyüyünce ne olacaksın?" sorusuyla aklının bulanıp kendisinin de "Sahi ben ne olacağım" diye düşündüğü dönemde tüm seçenekleri inceleyerek "Sıkıcı" oldukları kanısına varır ve bakkal olan dedesini göz önüne alarak çocuk aklıyla en eğlencelisinin bakkal olmak olduğuna karar verir. Ve dedesini de ikna ederek hemen başlar yanında çırak olarak çalışmaya... Yalnız bir sorun vardır: Şermin'in, ticari zekasını da kullanarak köyde eksikliğini gördüğü şeyleri kendi aklıyla tamamlamaya çalışması, biraz ortalığı karıştırır. Aslında o sadece dedesinin işlerini ilerletmek ve insanlara fayda sağlamak ister ama; yenilikçi fikirleri, hasta insanlara şikayetlerine göre taneyle ilaç satmaya kadar ilerleyince olayların rengi değişir.
Şermin yaşadığı olaylarda büyüklerle arasında geçen meselelerden çıkardığı dersleri "Çocukların yetişkinlerle iletişimde dikkat etmesi gereken hassas konular" ismini verdiği defterine not almaktadır. Ve bu notlar aslında hepimizin kulağına küpe olması gereken dersler. Bazen düşünmeden yaptığımız davranışlarımızla, bir çocuğun içinde nasıl fırtınalar koparabileceğimize şahit oluyoruz Şebnem’in iç sesine kulak verdiğimizde. Defterine yazdığı 9. maddede şöyle diyor bu iç ses : "Bu yetişkinler böyledir. Sana oyuncak bebek alırlar ama saçını kesemezsin, yüzünü boyayamazsın. Onlara göre bebek bebektir, araba arabadır. Bebeğin saçını tarayabilirsin, ama kesemezsin. Kimin koyduğunu bilmedikleri kurallarla yaşamaya fena hâlde alışmış zavallılar."
Kitabı okuyup bitirdiğimde, çocuklarla iletişimimizde, onların bazen hırçın davranışlarında, bazen bizim gereksiz serzenişlerimizde, sorunun çoğunluğunun, onlarla yeterince derinlemesine konuşamamak, onların naif duygularını anlayamamaktan kaynaklandığını düşündüm. Belki onların anlamayacaklarını düşündüğümüzden, belki çok vakit ayıramamaktan, belki sorguladıkları fazlaca soruya maruz kaldığımızdan, belki de onların yaşam enerjisine ayak uyduramadığımız için... Ama burada düzeltmemiz gereken bir sorun var gibi geldi bana :)
Özetlemek gerekirse kitap her yaşın keyifle okuyup kendine bir şeyler katabileceği türden bir hikaye. Yalnız şöyle bir konu var dikkat edebileceğimiz, çocuğumuz kitabı okuyup bitirdikten sonra Şermin'in davranışlarında gördüğümüz yanlışlar ile ilgili küçük bir konuşma yapabiliriz çocuğumuzla (yalan söylemek gibi mesela) olası yanlış anlamaların önüne geçebilmek için... Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar...