E-Dergi

Bilim tarihçilerinin okuması gereken temel düzeyde iyi denebilecek bir eser.
Ancak içeriğe itirazlarım da yok değil.
Yazarın dinlerarası diyalog ve hoşgörü meselesi hakkında kâmil derecede tefekkür etmediği izlenimini elde ettim. Günümüzdeki dinlerarası diyalog çalışmalarını hiç anlamamış ve de bu çalışmalara boş yere muhalefet ediyor. Dinler arası diyalog taraftarı olanların gayr'i müslimlerin de cennete gidebileceği şeklinde bir inançları olduğu söyleniyor ve bu kitapta da işlenmiş bu düşünce. Halbuki diyalog taraftarlarının böyle bir iddiası yok. Bunu söyleyenler iftira atıyorlar. Dinlerarası diyalog çalışmalarının baş mimarı olarak Abduh'tan bahsediyor. Abduh'un düşünce yapısını anlatırken O'nun sünneti nasıl inkar ettiğini de anlatıyor.
Abduh'un dinlerarası diyalogtan anladığı ile günümüz diyalog taraflarının anladığı şey birbirinden çok farklıdır. Dinlerarası diyalogun sünnette de yeri vardır. 140. sayfanın son paragrafında elde ettiği sonuç Asr-ı saadet döneminde Hz. Peygamberimizin gayr'i müslimlerle olan diyaloğunu açıklamaktan çok uzak. Müslümanlar, gayr'i müslümlerle diyaloğa girmeden tebliğ vazifesini nasıl yerine getirecekler?

Orta çağ felsefesine giriş mahiyetinde bir kitap. Ancak çok daha açık, bol örnekler verilerek kimi konular daha anlaşılır ve akılda kalıcı hale getirilebilirdi.

Samimi bir ilim yolcusunun tükenmek bilmeyen kaleminden çıkmış çok güzel bir eser.
Mehmet Genç Bey bu eseriyle İktisat Tarihçiliğinin nasıl yapılacağını gösteriyor.
Ürettiği bilginin doğruluğu kuşkusuz. Ancak hedefe ne kadar vardırıyor? Bu mesele tartışılır. İktisat Tarihçiliğinin de zor yanı budur zaten.

Bazı İktisat tarihçileri vesikasız bilgi üretmeyen Mehmet Genç Bey'i ve O'nun izinden yürüyenleri vesikaperestlikle suçluyorlar. Ancak kendileri tembellik ediyorlar.

Ciddi düzeyde bir zihni gayretin ürünü olduğtu apaçık bir eser.
İktisadi Düşünce tarihi kitapları maalesef genelde düşünürlerin doğum-ölüm tarihlerinin ve de hayat hikayelerinin anlatıldığı; iktisadi düşüncelerine ise kabataslak yer verildiği kitaplar oluyorlar. Ancak bu kitap farklı. İnsana iktisat ile ilgili entellektüel derinlik sağlıyor. İktisatın nasıl evrilerek bugünkü halini almış olabileceğine dair fikir veriyor.

Kitabın ilk 50 sayfasında akademik üslup üst seviyede. Sonraları seviye düşüyor ancak akademik hüviyetini kaybetmiyor. Maddi ve manevi veçheleriyle daha insani bir yaşam için insanın hem doğuştan getirdiği hem de sosyal öğrenme ile öğrendiği kimi değerleri ve bu değerlerin kimi modern akademik disiplinlerle olan ilişkisini güzelce anlatıyor. Ben akademisyenlerin okuması ve üzerinde düşünmesi gerektiği kanaatindeyim. Müslüman bir toplumda yaşadığımız için ilk okuduğumuzda "bildiğimiz şeyleri anlatıyor" türünden bir etki bırakabilir kitap. Ancak bu kitabı okumamanız halinde hangi değerlerimizi yitirdiğimizi hiç ama hiç hatırlayamayacaksınız. Okuyun, öğrenin ve öğrendiğinizle de amel edin. Eğer amel ederseniz bu kitap amacına ulaşmış olur. Eğer amel etmez iseniz öğrendikleriniz deniz üstündeki köpükler/baloncuklar gibi kalır bir müddet ve daha sonra yok olur gider...Selamlar!