Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

fever Tarafından Yapılan Yorumlar

19.10.2007

Kur'an'da Edebi Tasvir, Kur'an'da geçen hikayeleri, onların tahkiye ediliş biçimini, sanatsal yönünü, tasvir edilen insan tiplerinin psikolojik yönlerini, Kur'an'ın olayları nasıl büyük bir sanatsallıkla ele aldığını çok güzel bir şekilde dile getiren bir eser. Yazarın eseri çok değerli bir ithaf yazısıyla annesine ithaf etmiş olması da ayrıca anlamlı. Kur'an araştırması yapanlara ya da Kur'an'ın sanatsal yönü üzerine düşünenlere tavsiye edilir.

Kitaptan:

"Kur'an, sanatsal güzelliği, kişinin vicdanını etkilemek için bir araç olarak kullanır. Bu nedenle güzel sanatsal bir dille, dinî vicdan duygusuna hitap eder."
19.10.2007

Hilmi Yavuz'un Ceviz Sandıktaki Anıları'nı sanırım 2003'te okumuştum. Okuduğumda kendimi bir anda kitabın içinde buluvermiştim. Hilmi Yavuz bu kitapta ilk gençlik ve edebiyata ilk adım atış anılarını anlatıyor. Yine Hilmi Yavuz'un ilk aşkı da bu kitapta yer alıyor...

Hilmi Yavuz'un anılarında neler yok ki.. Kabataş Erkek Lisesi, lisedeki edebiyat öğretmeni Behçet Necatigil ve dersleri, edebiyata gönül vermesi, A dergisini birlikte çıkardıkları şimdinin meşhur edebiyatçıları, ilk aşkı, okuldaki edebiyat matineleri ve üniversitedeki bohem yaşamı... Ayrıca hiçbir yerde bulamayacağınız Hilmi Yavuz'un ilk gençlikte kaleme aldığı metinler, şiirler... Hilmi Yavuz ve anı okumayı sevenlere tavsiye edilir.
19.10.2007

Gül Yetiştiren Adam Rasim Özdenören eserleri arasında artık klasik sayılabilecek bir yere gelmiş yetkin bir eser. Kitapta bir Anadolu kentinde yaşayan, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanmaya başlanan yozlaşmaya tanık olup bir daha evinden hiç çıkmamaya karar veren ve çıkmayan, sadece bahçesinde gül yetiştirerek kendi nezih dünyasında yaşayan bir gönül insanının hikayesini anlatıyor. Bunu yaparken de öyle güzel bir anlatım üslubu geliştiriyor ki... Ayrıca metinde bir de gönül dünyasına tezat olarak maddi dünyayı temsilen Çarli ile Sitare isminde iki sevgili ve onların çarpık yaşamları gözler önüne seriliyor. Okuyanlar bu iki tezadı birbiriyle bağdıtıramadığından dahası bir gönül insanın hikayesinin içine böyle nefse uymuş insanların hikayesinin bulunmasından rahatsızlık duyabilir hatta böyle bir bölüme ilk bakışta ne gerek olduğunu düşünebilirler. Fakat unutulmasın ki her şey zıddı ile kaimdir, gül yetiştiren adamın nezih dünyasını anlamak için yazarın böyle bir zıddiyete başvurması elzemdir... Kısacası kitabın hiçbir bölümü fazlalık olmamakla birlikte modern anlatılara yabancılık çekmeyenlere daha fazla tavsiye edilebilir.
18.10.2007

Mustafa Kutlu usta bir hikayeci. Bir meddah gibi anlatıyor hikayelerini, okurunu hiç sıkmadan. Ama Mavi Kuş'ta meddahlığına bir de sinemacılık ekliyor, kelimelerin vizöründen olaylara bakarken ekşın diyor ve sizi bir otobüs yolculuğundaki insanların hallerini izlemeye davet ediyor. Bu kitabı okuyunca anlıyorsunuz ki, Mustafa Kutlu'nun hikayeleri mukakkak ki sinema filmi haline getirilmeli ama usta yönetmenler tarafından.

Mavi Kuş'ta taşra için söylediği şu cümleler ise kendi kitaplarını anlatır mahiyette:

"O yıllarda taşra böyledir.
Küçük ve sıcak.
Yoksul ve samimi.
İçedönük ve derin."

18.10.2007

Bir lunapark hikayesi Bu Böyledir. Dünya hayatının bir lunpark gibi aldatıcı ve geçici olduğunu taa içinize işletecek bir lunapark hikayesi. O lunaparka direnen bir yorgancı Kambur Hafız var, bir de ona hafızlık çalışmaya gelen bir genç. Sonra dünya telaşesine o genç de kapılıyor ve lunaparka girdiniz mi bir daha çıkışı bulmak öyle zor oluyor ki...

Kitaptan:

"Bu kravatla bağlanmıştım bir yere. Nereye bağlandığımı ne bilecektim? Ne bilecektim, nasıl bir seçtim yaptığımı? Kravatı çıkarınca yorgancı dükkanının serinliği, köşedeki çiçeklerin rayihası sarmıştı her yanımı. Bu kambur adamda ne buluyordum? Niye ikide bir bu yorgancı dükkanına sığınıyordum?

- Demek bankacı oldun dedi, Hafız amca.
- Öyle, dedim.
- Hafızlığı ne edeceğiz peki, yarım kalan hafızlığı.
- Devam ederim, dedim sessizce, işten çıkıp buraya gelirim.
Gözlüklerinin üzerinden baktı şöyle.
- Yaa, diye uzattı. Gelirsin demek."