E-Dergi

Antik Dünya devletlerinin eş zamanlı anlatıldığı, böylece yaşanmış olayları kronolojik olarak rahatça takip etmenizi sağlayan bir kitap. Oldukça detay ve emek var. İsmini, tarihçi değilsek duymadığımız fazlasıyla yönetici var. Devletler, şehirler arası tüm olaylar aktarılmış.

Akademik ve tarihi bir eser olup bir yandan okuyucuyu sorgulamaya iten bir yandan genel bakış açılarına ters bir şekilde farklı bir pencereden konulara bakan bir yazıma sahip. Okuması keyifli fakat anlamak için aceleye getirmeden yavaş ve hazmederek okunmasını tavsiye ederim. İnsanlık neden tarıma geçmiş, tarım neden daha çok zaman ve emek istemesine rağmen tercih edilmiş, barbarlarla medeni uygarlıklar arasındaki bağlar nedir, yerleşim bölgelerinin uygarlıkların oluşumu üzerindeki etkileri nelerdir gibi kapsamlı konuları işleyen bu eser biz okuyucuyu bilgi yağmuruna tutuyor.

Günlüklerinin çoğu hapishane dönemine ait ve hapishane zamanında Nazım'la anılarını okumak oldukça keyifliydi. Şiirler ise ayrı güzeldi. Özellikle Nazım Hikmet için olan şiir yüreğimi deldi geçti. Ağlamamak için zor dayandım. Orhan Kemal yazın hayatına şiir ile başlıyor fakat Nazım Hikmet ile tanışınca romana yöneliyor. Nazım Hikmet'in, Orhan Kemal üzerinde büyük emeği var diye düşünüyorum. Eleştirileri çok sertti belki de ama sonucu çok güzel oluyor.

Her kültür içindeki birey, uygarlıkla tanıştıkça öteki kültürlere açılır ve insanlığın ortak uygarlığına katıldıkça ondan pay alır. Böylece yerel sınırlarını aşarak kendini dünya insanı
olarak algılamaya başlar.

Bir başka deyişle, uygar insan, dünyanın neresinde ve hangi kültürde üretilirse üretilsin, insanlık değerlerine sahip çıkan, onu benimseyen ve yaşamına katan insandır.

Dinlendirici bir sohbet arayanlara zamanın ruhuna uygun bir kitap. Özellikle bizden öncekiler bize ne derdi; ne demişler soruları dahilinde tasavvufi bir aktarım sağlıyor.