Toplam yorum: 3.090.135
Bu ayki yorum: 733

E-Dergi

cigdema Tarafından Yapılan Yorumlar

19.03.2006

Güzel ve çekici olmayan, ama zengin bir genç kız. Yakışıklı ve çekici, ama hem parayı har vurup harman savurmayı hem de aylak gezmeyi seven bir delikanlı. Hikayelere, romanlara, filmlere konu olabilecek ideal bir ikili. Romanın kahramanı Catherine, çok genç yaşta ölen annesini hiç tanımadan, anne sevgisinden yoksun olarak büyür. Onu bir “çirkin ördek” gibi gören babası, kişiliksiz bir “süs bebeği” olmasını önlemek için kızının kadıncıl duygu ve davranışlarına set çeker. Ama günün birinde uçarı Mr.Townsend’in ortaya çıkmasıyla baba kızın yaşamları bir anda altüst olur.
19.03.2006

Hırslı bir doktor olan Raymond, İngiltere’de bir psikiyatri kliğine atanır ve orada bir deliyle karşılaşır. Büyük bir dostlukla bağlandığı ve aslında kendine benzettiği bu adamın çekiciliğine kapılır ve onunla birlikte klinikten kaçmaya karar verir. Moravagine, ona korkunç hikayesini anlatır ve birlikte kaçarlar. Moravagine yolda bir çocuğu öldürür. Kılık eğiştiren iki arkadaş, Macar Kraliyet ailesinin son ferdi olduğunu iddia eden Moravagine’nin büyük mirasını geri almak üzere İsviçre’ye giderler, ardından Berlin’e geçerler. Çok sayıda kadını öldürdükten sonra devrimcilerin de kellesini aldıkları Moskova’ya kaçmak zorunda kalırlar. Tam zafere ulaşacakları sırada, Masha adlı kadının ihanetine uğrarlar. İngiltere’ye dönerler ve Amerika’ya gitmek üzere gemiye binerler. İki dostun maceraları dünyanın çeşitli ülkelerinde devam eder.
19.03.2006

Lev Tolstoy, diğer yapıtlarında olduğu gibi ‘Polikuşka’da da ahlaki sorunlara değiniyor ve maddeci toplumun doğal insan üstündeki etkilerini konu ediyor. Polikuşka, Rusya’da toprak köleliğinin kaldırılmasından önceki dönemde Bey Konağında çalışan içkici, cahil bir köledir. Evin hanımı ise her şeye rağmen kendisine güvenmektedir. Polikuşka’ya olan güvenini, ona bir miktar para verip bir yere ulaştırmasını isteyerek göstermek ister. Fakat Polikuşka yolda parayı kaybedince, ona güvenmekle hata yaptığını düşünür. Polikuşka, parayı her yerde arar fakat bulamaz. Bu durumu içine sindiremez ve geri döndüğünde intihar eder. İntihara şahit olan karısı da bir anda paniğe kapılarak o sırada yıkamakta olduğu çocuğunun boğulmasına sebep olur ve daha pek çok acı olay başgösterir. En sonunda paranın bulunmasıyla Polikuşka’nın parayı içkiye harcamadığı ve gerçekten kaybettiği ortaya çıkar. Tolstoy’un ‘Diriliş’ ve ‘İvan İlyiç’in Ölümü’ romanlarında da olduğu gibi, ölüm üzerinden değindiği ahlaki değerler ve insana olan güven teması, bu öyküde de göze çarpar.
19.03.2006

Olayların yaşandığı sene 1954’tür ve Amerikan ordusu mareşali Teddy Daniels ve Chuck Aule, Massachusetts yakınlarında küçük bir adaya varmışlardı. Bu ada, akıl hastası mahkumlar için yapılmış Ashecliffe Hastanesi’ne evsahipliği yapıyordu ve hastalardan biri hastaneden kaçmıştı. İki adam, yeni çalışma arkadaşı olmalarına rağmen, aralarında birbirlerinden hoşlanmadıklarını belirten, şaka yollu bir arkadaşlık geliştirmişlerdi. İki adam, aynı zamanda da kişisel, acı dolu ayrıntıları da birbirleriyle paylaşıyorlardı. Daniels bundan iki yıl önce eşini bir yangında kaybetmişti, Aule’yse Japon-Amerikalı bir kadınla olan kişisel ilişkisinden ötürü çevresi tarafından taciz edildikten sonra Seattle’dan başka bir yere atanmak istemişti. Hastanenin tıp personeliyle görüştükten sonra, iki adam da kapıların yüzlerine kapandığını hissediyordu, özellikle de -soğuk bir otoriterlikle, ansızın gelip geçen bir şefkat arasında gidip gelen- hastane müdürü tarafından. Ada’yı bir tufan vurunca ve Aule ortadan kaybolunca, Daniels işi tek başına devam ettirmek zorunda kalmıştı, içinde de kendisine psikoterapi ilaçları verildiği korkusu ve hastanenin gizli bir plan çerçevesinde radikal beyin ameliyatları gerçekleştirdiği inancı vardı. Yazar, bu psikolojik macera kitabı boyunca zihni allak bullak eden beklenmedik olayları art arda diziyor ve okuyucuları romanın sonuna dek merakta bırakıyor.
03.03.2006

Okuma yazmanın sadece erkeklere hak tanındığı bin yıl öncesi Çin’inde, kadınlar yelpazelerin, mendillerin, peşkirlerin üzerine yazdıkları gizli bir dille haberleşiyorlar. Kendilerine özgü düşünceleri, duyguları ve yaratıcılıkları olması beklenmeyen, hatta özellikle istenmeyen bu kadınlar, hiç kimsenin bilmediği bir yazı dili geliştiriyorlar ve duygularını, umutlarını bu dille arkadaşlarına açıyorlar.

‘Kar Çiçeği ve Sırlar Yelpazesi’, bu bilinmeyen gerçeği ortaya çıkarmakla kalmıyor; kızların çöpçatan aracılığıyla evlendirildikleri, iyi bir evlilik yapmak için küçük ayaklı olmanın gerektiğini, ideal ayak boyu olan yedi santimlik küçük ayağı gerçekleştirmek için, nasıl ayaklarının kırılıp bağlandığını da bütün şaşırtıcı ayrıntılarıyla aktarıyor.

Arkadaşlık, dostluk türleri içinde en eski olan, ama en az bilinen kadınlar arasındaki arkadaşlığın, dayanışmanın güzel bir örneği olan kitap, incelikli yazılış biçemiyle de okuyucuları sürükleyip götürecek bir nitelik taşıyor.