‘Bitik’, Adem, Mine, Mümtaz ve Çağdaş adlı dört kişinin yaşamlarını anlatıyor. Adem, bir fabrikanın sahibidir. Karısı Mine, şehir dışındaki yazlıklarında oturmakta ve kocasını sevmektedir; pek çok açıdan, az bulunur bir eştir Mine. Ancak Adem için bu evlilik sıkıcılaşmaya başlamıştır. Karısının kusursuzluğu Adem’in elini kolunu bağlamaktadır. Aradığı yeniliği önce başka kadınlarda bulmaya çalışır. Ama bulamaz. Yaşadığı bunalımdan çıkmak için tek yolu kalmıştır: karısına yeniden aşık olmak... Bunun için bir oyun kurgular Adem. Şirketin müdürü Mümtaz’a güvenir. Onunla konuşur, Amerika’ya bir iş gezisi için gideceğini, bu arada karısını ayartmaya çalışmasını Mümtaz’dan ister. Ancak döndüğünde Mümtaz’ın fabrikadan ayrıldığını, ortadan kaybolduğunu öğrenir. Karısını da bulamaz. Yokluğunda gizemli bir şeyler olmuştur. Bu arada şirketin işleri de kötü gitmektedir. Borçlar ödenememekte, ödemeler yapılamamaktadır. Üretim durmuş, işçiler maaşlarını aylardır alamamaktadır. Adem olup biteni anlayabilmek için çabalar ama işin içinden bir türlü çıkamaz.
‘Bitik’, son sayfasına kadar olaylar hakkında ipucu vermeyen, okurun soluk soluğa okuyacağı bir roman.
Roman, bir yandan kendi yatağında akıp giderken, bir yandan da kendi hikâyesiyle tuhaf benzerlikler içeren ‘Nehrin İki Yakası’ adlı filmden görüntülerle besleniyor. Adem, başından geçenleri Bitik adlı bir köpeğe anlatmakta.
Romanın başından sonuna kadar belediye işçileri grevdedir. Grev uzadıkça sokaklarda çöp yığınları yükselir. Köpeğin adı, Adem’in durumunu da işaret etmektedir aslında: ‘Bitik’...