Toplam yorum: 3.090.135
Bu ayki yorum: 733

E-Dergi

cigdema Tarafından Yapılan Yorumlar

01.03.2006

Cinayet Masası Şefi Haritos, bir görev sırasında akciğerinden yaralanır. Evinde geçirmesi gereken uzun iyileşme sürecinde karısı Adriani’nin pişirdiği dolmalardan ve parka yaptığı gezilerde ona arkadaşlık eden, uyuklayan kediden başka bir şey kalmamış gibidir yaşamında. Ayrıca emniyet müdürlüğünde akıl almaz dolaplar dönmekte, Vekili Komiser Yanutsos raporlu arkadaşının sandalyesini ele geçirmek için her türlü numarayı çevirmektedir. Olimpiyat Köyü inşaatlarının hızla sürdüğü Atina bir şantiye görünümündedir. İnşaatlar büyük bir rant kapısı olmuş, herkes açılan devlet ihalelerinde parsayı toplama peşine düşmüştür. Birden ülke büyük bir haberle sarsılır: Cunta öncesinde direniş hareketinde aktif rol almış, cunta döneminde askeri polisinin elinde işkence görmüş, yıllarca hapis yatmış, sonradan büyük bir işadamına dönüşmüş Yanos Favieros canlı yayında herkesin gözü önünde intihar eder.
Markaris, Dedektif Haritos karakteriyle alıştığımız ‘sert çocuk’ dedektiflerden çok farklı bir karakter çizmiş. Kostas Haritos hemen yumruklarını konuşturan ya da silahına davranan, içkici, seksi ve yalnız bir dedektif tiplemesi değil. Normal bir yaşantı süren, karısının dolmalarıyla zeytinyağlılarına düşkün, kızına tapan, içimizden biri. Teknolojiyle başı hoş değil, ne cep telefonundan haz ediyor ne televizyondan ne de son model arabalardan. Bilişim teknolojilerindense hiç anlamıyor. Trafik sıkışıklığından, aile sorunlarından ya da karısının dırdırından muaf değil. Yardımcılarının gizlice okuduğu otomobil dergileri sinirine dokunuyor, emniyetin köhnemiş düzeni onu çileden çıkartıyor. Bir anlamda işine gidip gelen bir polis memuru o. Kendini kimsenin gerçek nedeni öğrenmeye niyetinin olmadığı, ama herkesin bir çıkar sağlamaya, yıvışık bir hikâye çıkarmaya; ‘reyting yapmaya’ ve tez elden tüketmeye çalıştığı bir komplo teorisinin içinde yapayalnız buluverince iş başa düşüyor.
Dedektif romanlarını seven ama alışıldık öykülerden sıkılanlar için Markaris’in mizah dolu bir dille kaleme aldığı romanı farklı bir soluk.
01.03.2006

Kutsal kitaplarda, Babil’de bütün insanların aynı dili konuştuğundan ve bu insanlar zaman içinde dünyaya yayıldıktan sonra farklı dillerin ortaya çıktığından söz edilir. Kitabın adı bu söylenceye gönderme yaparak, insanlarla köpeklerin de anlaşabileceği varsayımını kitabın eksenine oturtuyor. Sıradan bir kazanın nasıl gizemli bir niteliğe büründüğünü ve insanı nerelere sürükleyebileceğini anlatan ‘Babil Köpekleri’, bir solukta merakla okunan bir roman.
01.03.2006

Maggie Gee, romanında, sıradan bir İngiliz ailesinin dokunaklı öyküsünü anlatırken, ırkçılığı da masaya yatırıyor. İngiliz ailesinde ve toplumunda şiddetin kaynağını arıyor.

Yazarın dert edindikleri, aynı zamanda çağımızın da en önemli meseleleri: Aile içi şiddet, kanser, yaşlılık, kardeşler arası rekabet, çok kültürlülük... Üstelik bu meseleleri farklı bakış açılarından sunmaya olanak veren bir anlatımla karşı karşıyayız.

Alfred’in kırk yıllık eşi; zengin bir gazeteci olup, ailesine pislik muamelesi yapan büyük oğlu; yabancılardan nefret eden homoseksüel küçük oğlu; bir zenciyle evlenip babasının nefretini üzerine çeken kızı, sevgiyle değilse de, aile kurumunun dayatmasıyla bağlıdırlar birbirlerine. İşçi sınıfına mensup White çiftinin çocukları sosyal merdivende anne babalarından yukardadırlar ve onlara tepeden bakarlar.
01.03.2006

Dünyanın gündemini belirleyen, ekonomik zenginliği ile dünyayı bir şekilde yönlendiren, dünyanın en geniş çaplı teknolojik kaynaklarına sahip, Ortadoğu ülkeleri ile ilişkileri dünya çapında hararetli tartışmalara yol açan, Irak’a barış getirmek amacıyla savaş açtığını iddia eden, daha sonra yanlış bir ihbar dolayısıyla Irak’a girdiğini açıklayan, bugünlerde İran’a saldırı düzenleyip düzenlemeyeceği tartışılan süper güç Amerika.

Gelecekte aynı siyaseti izlemeye devam edecek mi? On sene sonra varlığı, tüm dünya ülkeleri üzerinde nasıl bir etki bırakacak? Gelecek bir tarihte, mesela 2014’te müttefikleri mi azalacak, düşmanları mı çoğalacak? Ya da tam tersine mi tanık olacak dünya? Teknolojiyi hangi uğurda kullanacak: Barış için savaş mı? İşte bu ve bunun gibi pek çok sorunun cevabını yanıtlayan, sürükleyici bir eser ortaya çıkarmış yazar.
01.03.2006

Çalışmada Türkiye’nin yetmişli yılların sonlarına doğru yaşamış olduğu dış borç krizi ve Ocak 1980’de alınan kararlarla uygulamaya konulan istikrar ve yapısal uyum politikalarının özü ve sonuçları, günümüzdeki ekonomik ve mali yapılar ile bağlantı kurularak incelenmektedir.

İki binli yıllara adım atarken Türkiye’de hala ekonomik istikrarın aranması ve IMF ile uzlaşma çabaları, yazar tarafından incelenen konunun önemini ve güncelliğini göstermektedir.