E-Dergi

kıtlık ve kuraklığın yaşandığı bir dağ köyünde yaşlı bir adam ve bir köpeğin hayatta kalma mücadelesi ,inancı ve umudu....kısa ve güzel bir hikaye.ortalarda biraz sıksa da okunmaya değer, sonuyla duygulandıran etkileyen güzel bir kitap.tavsiye ederim.

Okuduğum en güzel klasiklerden biri. Çok akıcı.1800 lerin ikinci yarısında Fransa'nın kuzeyindeki maden ocaklarında hayatta kalma mücadelesi veren maden işçilerinin onurlu mücadelesi. Bir tarafta yerin 500 metre altında bir parça ekmek, bir bardak bira için insan onuruna aykırı şekilde çalıştırılan, yerin altında sakat kalıp sağlıklarını yitiren, çocuklarını kaybeden, sermaye tarafından sömürüldükçe sömürülen, sermayeyi doyuramayan, tehdit edilen, aç bırakılan emekçiler ve onların hayat kavgası. Bir tarafta çalışmadan işçilerin sırtından paralarına para katıp, emeği hiçe sayan, işçinin üç kuruşuna göz diken hissedarların, maden sahiplerinin ve onların yalakalarının çirkinlikleri, alçaklıkları. Bu bakımdan neredeyse geçen 200 yılda sistemin değişmediğini görmek üzücü. Sonu hüzünlü. Germinal= topraktan filizlenmeye başlayan tohum anlamındaki sözcük. Yerin yüzlerce metre altında binlercesi filizleniyor. Belki bir gün sistemi tersine çevirmek, düzeni başlarına yıkmak için. Umut var.

Orhan PAMUK kitaplarını seven biri olarak bu kitabını da sevdim. Üslup akıcı ve sade. Konusu aşk. kitabın ortaları biraz sıksa da (çoğu zaman olayların aynı mekanda geçmesi sebebiyle) başı merak uyandırıcı ve sonu etkileyiciydi. Kitabın sonunda Kemalin kendisine gösterilen yıllar öncesine ait bir fotoğrafa bakarken (bakamazken) hissettiklerini anlamaya çalışmak...Yazar kitabın sonunda yazılış sürecini de anlatıyor ve bu kısmı da beğendim. Toplumumuza ve 70li ve 80li yıllara ait güzel tespitlerde var. Benim Adım Kırmızı ve Kara Kitap kadar doyurucu olmasa da beğenerek okuduğum ve okunmaya değer bulduğum güzel bir Pamuk kitabı.

okurken bu kadar sıkıldığım başka bir kitap hatırlamıyorum.hiçbir edebi yönü yok,sürekli aynı şeyler tekrarlanıp durmuş.1665 yılında Londrada yaşanan veba salgınında yaşanan olayları görmüş gibi anlatıyor yazar ancak kendisi henüz 5 yaşındaymış.edebiyat desen değil,anı desen değil bilimsellilke alakası yok.hiç sevmedim.kesinlikle tavsiye etmiyorum.

Türk edebiyatından okuduğum en mükemmel eserlerden biri.Yazarın kendi hayatından izler taşıyan sarsıcı bir kitap.Birinci dünya savaşı yıllarında savaşın bir aileyi nasıl yok ettiğini sade akıcı bir dille anlatan kalteli bir edebiyat kitabı.Savaşın ne demek olduğunu ,savaş sırasında cephe gerisinde insanların ne duruma düştüğünü bu kadar çarpıcı anlatan başka bir kitap olabilir mi emin değilim.Kesinlikle okunmalı.tek eleştirim yayınevine.Kitapta o kadar çok basım hatası ve noktalama yanlışı var ki okurken bazen sinirlenmemek elde değil. böyle başyapıtların daha kaliteli yayıncılar tarafından basılması lazım.Ama kitap o kadar mükemmel ki bu yayınevi bile kitaba gölge düşürememiş.10/10 bir kitap.