Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

alp41 Tarafından Yapılan Yorumlar

24.11.2007

Charles Dickens...İki Şehrin Hikayesi...Romanı okumadan önce, bir şehrin iki ayrı semtinin hikayesidir diye düşünmüştüm,zengin-yoksul gibi...Tahmin edemedim,Paris ve Londra'ymış;üstelik devir Fransız İhtilali devri'ymiş tabii bunu da tahmin edemedim.Ne kadar şaşırdığımı anlatmak için bunları yazıyorum;çünkü yazar Fransız İhtilali'nden çeyrek asır sonra doğdu.Ama buna inanmıyorum,bence Fansız İhtilali'nden önce ve Fansa'da doğdu,başka türlü ihtilalin bu derece içindeymiş gibi yazması imkansız,hatta ihtilali de o planladı,gizli el O'ydu!Evet,işte romanı okuyunca aynen bu hislere kapıldım,dışarıdan bakıp,başkalarının anlatmasıyla,yazılarının okunmasıyla yazılacak bir roman değildi bu,ancak yaşayan insan bu romanı böylesine yazabilirdi,hatta romandaki bütün şahıslar kendisiydi,bütün mekanlarda o yaşamıştı...Kitabın gerçek ifadesi bu!Diğer yönlerini de başka arkadaşlar dile getirmişler,o yüzden başka birşey yazmıyorum!!!Okurken dış dünyayla bağlantınız tamamen kesiliyor,siz de yaşıyorsunuz;bu sebeple Fransız İhtilali'ni gördüm diyebilirsiniz...
15.11.2007

Hocamız bu kitapta medyanın kendi sözlerini nasıl çarpıttığını,Ermeni soykırımının olmadığını ispatlamak için Amerikan belgelerinden de faydalanarak,bir kısmının yurtdışına göç ettiğini,bir kısmınınsa kendilerini kürt,alevi veya türk olarak tanıtıp kamufle ettiklerini dolayısıyla 1,5 milyon ermeninin nerede olduğunu delilleriyle gösteriyor.Kitabın baskısı ve imlası da çok güzel,tavsiye ederim
18.06.2007

Arvasi Hoca, artık bu devirde benzerine rastlanamayacak olan emsalsiz şahsiyetlerdendir;birikimi,kültürü,zekası,irfanıyla asrımızın batan güneşlerindendir.Hüdavendigar Onur Asrın Yesevisi'nde bu üstün şahsiyeti O'na layık bir şekilde mükemmelen anlatmış.
15.01.2007

12 yaşımdayken 1976 yılı baskısını okudum,fakat yaşım icabı derin muhtevalı şiirlerini anlayamadım;ama birkaç yıl sonra ,aylar boyu hemen hemen hergün saatlerce elimden bırakamadım.Sakarya destanı adlı şiirini 12 yaşımda,zindandan mehmede mektubu 14, ve diğerlerini 15-16 yaşlarımda ezberledim,5 yaşında okumaya başlamış bir insan olarak ,tekrar tekrar yüzlerce kere okuduğum tek kitap üstadın ''çile'' adlı şiir kitabı oldu;bıkamadım,usanamadım bu lezzeti hiçbir şiir kitabında hiçbir romanda bulamadım, Türkçeyi bu kadar mükemmel kullanabilen, deha derecesinde eserler veren sevgili üstadın bu kitabını, edebiyat zevki yüksek olan herkese tavsiye diyorum
11.01.2007

Yaptığı uzun tasvirlerle, ilk satırlardan itibaren müthiş bir gerilim havasına girdim adeta dişlerimi sıkmaya başladım;aşırıya kaçmış gözüken bu tasvirler aslında romanın havasına girmemizi,roman kahramanının psikolojisini yaşamamızı sağlıyor,çünkü romanın sonuna kadar süren en önemli özellik gerginlik oluyor...Yazar bu sayede başarılı bir şekilde olayları bize yaşatıyor..Öte yandan romanda ezilen kesimin de merhamete layık olmadığını hayretle görüyoruz, yaşlı amca bir zamanlar kızılderilileri nasıl kovduğunu vs. anlatıyor,hatta hayvanlara karşı bile son derece zalim olduklarını görerek,aslında kapitalizmin pençesinde kıvranan bu insanların pek de acınacak kişiler olmadıklarını;neden vahşi kapitalizmin burada zirveye eriştiğini görüyoruz,doğu toplumlarının esasen merhamete dayalı olduğunu anlıyoruz...Bundan daha tuhaf olan da, yazarın ezilen edebiyatı yaparken inanılmayacak derecede otomotiv kartellerinin reklamını yapması oluyor,romanın gizli esas oğlanı Hudson marka bir kamyon maalesef, öve öve bitiremiyor;ikinci olarak da daima Ford marka kamyonlardan bahsederek şuuaraltımıza bu iki markayı yerleştiriyor en halkçı kamyon Hudson ve taş gibi Ford,arada cadillacın da rüya gibi bir benzetme yaparak gönlünü hoş ediyor.Kitabı bitirince karar verdim,eğer bulabilirsem ya Hudson veya Ford marka kamyon alacağım eğer daha zengin olursam Cadillac'ı da düşünebilirim...Demek ki Amerika'da halkçılık yapmak için bile kapitalizmin sacayaklarını övmek,gayet profesyonelce reklamını yapmak gerekiyormuş...İşte Amerikan halkçılığı...