Toplam yorum: 3.087.413
Bu ayki yorum: 7.100

E-Dergi

duygu kara Tarafından Yapılan Yorumlar

06.03.2017

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, son zamanlarda hiç bu kadar etkileyici bir kitap okumamıştım. Bence Paul Kalanithi'nin hayatı gibi kitabı da yarım kalmış. Çünkü anlatımın tadı tek kelimeyle damağımda kaldı. İçten, hüzünlü, huzurlu ve etkileyici bir hikaye. Büyük bir duygu yoğunluğuyla okuduğum bu kitabı sizlere uzun uzun anlatıp büyüsünü bozmak istemiyorum ama kısaca bahsedecek olursam; Paul Kalanithi, yıllarını bilim ve cerrahlığa verir ve yavaş yavaş ikisininde meyvelerini toplamaya başlayacakken ölümün soğuk nefesini ensesinde hisseder. Şimdi sadece iyi bir cerrah değil, tedavi ettiği hastalar gibi yaşam mücadelesi veren hastalardan biri olmuştur. Bu zorlu, sıkıntılı süreçte yaşadıkları gerçekten okudukça içinizde bir sızı yaratacak ama aynı zamanda da inanmanın ve güçlü olmanın sahiciliğiyle yüzleşeceksiniz.. Ve Sonsözde de eşi Lucy Kalanithi'nin yazdıklarıyla içinizi yakıp geçen bir kitabı bitirmiş olacaksınız.
07.01.2017

Labirent serisi en başından beri heyecanla okuduğum bir seri oldu. ''Ölüm Emri'' ile kafamda bütün ayrıntılar netleşmiş, sorularım cevap bulmuştu. Ancak ''Virüs Kodu'' bana biraz sığ geldi. Tek düze, diğer kitaplara göre daha heyecansız.. Gereksiz bir tekrar, okunduğu ve sevildiği için uzatılmış bir kitap diye düşünüyorum. Umarım bu kitap toparlayıcı ve hikayeyi sona erdiren kitaptır.
20.10.2016

Alabildiğince özlem, sevda, esaret, isyan, inadına yaşamak ve şiire ne kadar sığarsa o kadar umut! Can Yücel'in Adana Cezaevinde'yken yazdığı bu şiirlere Mehmet Sönmez de İstanbul'da başka bir Cezaevinde yatarken çizdiği resimlerle bir nevi can vermiş. Özgürlüklerine kavuşunca da bir araya gelip bu kitabı yayımlatmışlar. İçinize dokunacak bu şiirlerin yanı sıra kitabın sonunda göreceğiniz küçük bir kızın elinin resmi de nerede nasıl olursak olalım hepimiz için ''umut her zaman var'' dedirtecek eminim.
24.08.2016

Siz de benimle aynı sorunu yaşıyor musunuz bilmem ama yaz biraz daha hareketli geçtiği için yoğun içerikli kitaplara uzun süre dikkatimi veremiyorum. Buna çözüm olarak da araya böyle atıştırmalık kitaplar sıkıştırmak her zaman tercih ettiğim bir durum oluyor. Yine de ne yalan söyleyeyim Umut Mevsimi'ne ilk başladığım da çok karakter olduğunu gördüm ve acaba hikayelerini kaçırır mıyım diye korktum. Ama sonra bir arkadaşımı dinliyormuşum gibi hissetmeye başladım. Bütün olayları gözümde canlandırabildiğim için de bir an Connie ve Madeline ile yemek yaptım, Yvonne'un ailesine öfkelendim, Isabel ve Ava ile karmakarışık oldum, Frances ve Reed ile kocaman bir aileye karıştım.. Ve tabii ki hepimizin hayatında bir yerlerde duran, sadece ismi değişen görünmez kahraman.. Bettie Shelton! Senden benden bir hikayeydi. Samimi, sıcak ve naif..
25.07.2016

Okuduğum bütün yorumlarda yazarın diğer başyapıt diyebileceğim kitabıyla yapılan kıyaslama yüzünden Oz'un beğenilmediğini gördüm. Tabii ki herkes bir yazarın bütün kitaplarını sevmek zorunda değil ve eleştiri en doğal hakkımız ama tavsiyem, bir kitabı okurken yazarın kendi kitapları arasında bile karşılaştırma yapılmaması. Şu an hangimiz yazarın bu kitaptan sonra yazacağı kitabın Olasılıksız yada Empati'den daha iyi olmayacağını bilebilir ki? Oz'a gelince, yazar, kesinlikle ilk iki kitabından çok farklı bir iş çıkarmış. Sanırım biraz daha küçük yaşta okurları etkileyebilecek bir roman. Fawer, bir röportajında ''biri 11, diğeri 9 yaşında iki kızı olduğunu, bu hikayeyi onlara masal okurken kurguladığını ve bu hikayeden onların keyif almasını istediğini'' söylemiş. Ve kitabı okuduğumda anladım ki, bunu kesinlikle başarmıştır. Ne yazık ki okurken bende pek keyif aldığımı söyleyemeyeceğim.. Bu yüzden olumlu yada olumsuz bir yönlendirme yapmak istemem. Sanırım okuyup, göreceksiniz :)