E-Dergi

Bernhard'ın otobiyografik beşlemesinin ilk kitabı. Mevcut sistemle daha lise yıllarında ters düşen bir adamın süreci anlatılıyor. Çok aman aman güzellikte bir kitap değildi (bana göre). Yazarı tanımaya çalıştığım için onun yolculuğunu görmek adına verimli olduğunu söyleyebilirim ama. Kitabın benim nazarımda en dikkat çekici yanı; Hitler ve Nazizmin etkisinin sürdüğü dönemde birinci ağızdan dönemin tanıklığını okuyoruz birinci kısımda. İkinci kısımda ise Hitler sahneden çekiliyor fakat Katolik otorite aynı baskı ile geliyor. Bernhard sahne değişti, kişiler değişti, marşlar değişti ama biz aynı baskıcı oyunu farklı bir dekorda yeniden oynadık diyor.

Büyük Ressamlar serisinden edindiğim ilk kitap. Kısa olsada Manet'i tanıma ve resimlerini anlama olanağı veriyor. Bu tarz yayınların seviyorum. Sanatla bir şekilde bağ kurabiliyor ve ressamların dünyasını, hayallerini ve anlatma çabalarına tanık oluyoruz.

Katıldığım ve katılmadığım satırlar oldu. Ama gerçekten dikkate değer bir kitap.

Yalın, temiz ve aydınlık öyküler...

Başucu kitabı mı dersiniz yoksa içim daraldıkça okuyup ferahlık mı buluyorum dersiniz bilemem. Ama öyle nasihatlar verir ki etkilenirsiniz. Teşekkür edersiniz. Çok seviyorum bu kitabı. Ve Rilke'yi. Çok yakın arkadaşım gibi kendisi.