Toplam yorum: 3.088.827
Bu ayki yorum: 8.515

E-Dergi

uzunvadeci Tarafından Yapılan Yorumlar

29.03.2006

BETONDAKİ SARIŞIN
Michael Connelly

Los Angelos Polis Departmanında dedektif olarak çalışmakta olan Harry Bosch,-öldürdükten sonra kurbanlarına makyaj yapan ve bu nedenle Bebekçi ismi takılan-seri katili öldürdükten 4 yıl sonra,gereksiz şiddet kullanmak ve yanlış kişiyi öldürmekle suçlanmaktadır.
Bebekçi’nin ailesini mahkemede ünlü bir avukat olan Honey Chandler temsil etmektedir ve Chandler mahkemeye sunduğu bir video kaset ile,Bebekçi’nin;işlediği düşünülen bir cinayetin sorumlusu olamayacağını kanıtlamıştır.
Dava devam ederken bir kadın cesedi daha bulunur,cinayetin işleniş tarzı ve bütün ipuçları bu cinayetin de Bebekçi tarafından işlenmiş olduğunu gösterirken,kanıtlar bu cinayetin Bebekçi’nin öldürülmesinden sonra işlendiğini göstermektedir.Bebekçi,dirilmiş ve cinayetlerini sürdürüyor olabilir mi,ya Bosch gerçekten yanlış adamı öldürmüşse?
Chandler de bu yeni gelişmelerden haberdardır ve mahkemede Bosch’u sıkıştırmaktadır.
Bu arada bir cinayet daha işlenir,kurban;daha önceki Bebekçi cinayetlerinde olduğu gibi yine sarışın ve iri göğüslü bir kadındır.
Bebekçi cinayetiyle ilgili medyada yer almayan bazı ayrıntılar bu cinayetlerde de görülmektedir ve bunun anlamı Bebekçi cinayetlerinin tüm ayrıntılarını bilen bir başka katilin Bebekçi’yi taklit ettiğidir.Kimdir bu taklitçi?
Amerikan Adalet sistemi,mahkeme süreci ve cinayetleri aydınlatma peşinde bir polis dedektifi.Keyifle okudum
24.03.2006

VASİYETNAME
John Grisham

Yaşamının son yıllarını tekerlekli sandalyeye bağımlı olarak geçirmekte olan Troy Phelan’ın son sürprizi;çevresindeki herkesi hayal kırıklığına uğratarak,başarısız çocuklarının borçları ödendikten sonra 11 milyar dolarlık servetini,-varlığından kimsenin haberdar olmadığı gayri meşru bir ilişkisinin ürünü olan-kızı Rachel Lane’e bırakması olmuştur.
Rachel Lane,Tıp okumuş ve henüz genç bir kadın iken bir misyonerlik organizasyonuna katılarak Brezilya’da vahşi doğanın derinliklerinde Yerliler ile birlikte yaşamaya başlamıştır.
Troy Phelan’ın –belki de tek güvendiği kişi olan –avukatı Josh Stafford’un Hukuk şirketinin bir çalışanı olan avukat Nate O’Riley,başarısız evlilikler sonrasında alkol ile dostluğunu ilerletmiş ve bir bağımlı olup çıkmıştır.Stafford,O’Riley’i Lane’i bulmak ve vasiyetname ile evrakları iletip onayını almak üzere Brezilya’ya gönderir.
O’Riley Brezilya’da Rachel’e ulaşmak için çabalarken ölümle karşı karşıya gelecek,vahşi doğa ile yüzleşecek,Rachel’e ulaştığında ise, onun Yerliler ile kaynaşmış yaşamını görecek,imkansızlıklar içerisinde çabalarını görecek ve her şeyin para ile ölçülemeyeceğini anlayacaktır.Rachel, miras ile hiç mi hiç ilgilenmemektedir.O’Riley Rachel’i tanıdıktan sonra kendini ve yaşamını sorgulamadan durabilir mi?
Phelan’ın çocukları,eski eşleri ve hatta uşak ve sekreteri ise,ellerinden kayıp giden muazzam servete ulaşmak için çabalamaktadır.Bu uğurda Phelan’ın son vasiyetini yazıp imzalarken akli dengesinin yerinde olmadığı savıyla ortaya çıkıp,yalancı şahitler de bulurlar.Ancak,Stafford’un avukatlık becerileri ile geri adım atmak zorunda kalacaklar ve yine de 20’şer milyon dolar pay alacaklardır servetten,pazarlıklar sonucu.
Rachel ise,kendisine kalan servetin bir vakfa dönüştürülmesini vasiyet ederek ölmüştür,bir salgın hastalık sonunda.
Amerikan adalet sistemi ve miras hukuku ile Pantanal’daki yaşam ilginizi çeker mi?Benim ilgimi çekti.Grisham’ı okumak bir keyif
23.03.2006

ABLUKA
William S. Cohen

Eski bir ABD Bakanının kedilerinin üzerine sıkılan Şarbon mikrobu ile öldürülmesi bir ABD üssünde tatbikat sırasında Alman Hava Kuvvetlerine ait savaş uçaklarının havaya uçması,Almanya’da gerçekleştirilen bir NATO tatbikatı sırasında ABD uçaklarından fırlatılan Şarbon mikrobu ile yüklü füzelerin yüzlerce insanın ölümüne yol açması...Bütün bu olaylar arasında bağlantı var mı?
Peki ya,Federal Hükümet’in Yahudilerin kontrolünde olduğuna inanan ve Almanya’yı hala düşman olarak algılayan ırkçı guruplar,ülkesinin artık ABD’den bağımsız-hatta ABD’ne karşıt- bir politika izlemesi gerektiğine,Avrupa’da belirleyici bir güç haline gelecek bir Almanya için Ruslarla işbirliğine gidilmesi gerektiğine inanan geleceğin Almanya başbakanı bir Alman politikacı,gücünü Rus Mafyasından ve yasa dışı edindiği servetinden alan geleceğin Rus Devlet Başkanı bir Rus İşadamı,rejimin yozlaşmış olduğuna inanan ve ABD’nin Uzak Doğudaki etkinliğinin sona erdirilmesi ve Taiwan’ın Çin’e ilhakı için Rusya’nın işbirliğini arayan bir Halk Kurtuluş Ordusu Generali.Bu kimlikler ve temsil ettikleri güçler arasındaki ilişkilerin niteliği nedir?
Clinton dönemi Savunma Bakanı Cohen,bir uluslararası politik kurgu roman ile karşımızda.Kahramanımız Santini taşıdığı ABD Savunma Bakanı unvanının altındaki Vietnam savaşı kahramanı kimliği ile dünyayı yeni bir savaşın eşiğine getiren planları bozabilecek mi?
Politik kurgu ve aksiyonu harmanlamaya çalışan bir kitap okuduğum.Türün meraklılarına tavsiye ederim.
11.02.2006

KİTAB-I DUVDUVANİ
Y.Hakan Erdem

Çok az bilinen gizemli bir kitaptır, Ferit Bey’in bir sokak eskicisinden satın aldığı Kitab-ı Duvduvani.Ferit Bey aşkını bir türlü itiraf edemediği, İstanbul’da bir okulda çalışmakta olan komşusu Hollandalı Anette’yi etkilemek amacıyla anlattığı;mensup olduğu ailenin Osmanlı tarihinde önemli roller üstlendiği yolundaki hikayenin,Kitab-ı Duvduvani’de aynen yer aldığını görür.Ferit Bey’in zihninden geçirdiği olaylar kitapta yerini almakta,tarih yeniden yazılmaktadır.
Ferit Bey,durmadan yenilenen yeniden yazılan kitabın eşliğinde paralel/karşıt evrenler arasında yolculuk eder,Zaman yolculuğuna çıkar.Osmanlı hanedanının 1600’lü yılların başında tahttan feragat ettiğine,yeni bir hanedan kurulduğuna şahit olur.Osmanlı hanedanından son Padişah Berke’nin çocukluk arkadaşı Osman Hulusi’dir,alında Ferit Bey.Kapıkulları ve Tımarlı Sipahiler,Tarikatlar,Şeyhler ve Vüzera’nın çatışmalarına şahit olur,iktidar peşinde. Tarih değişmiştir,değişmeyen tek şey ise,Ferit Bey’in Anette’ye duyduğu aşk misali,bu ülkede yaşayanların Batı’ya duyduğu aşk’tır,insanların iktidar’a duyduğu aşktır.
Kitab-ı Duvduvani bir parodi,bir tarih parodisi.Olayların geçtiği döneme uygun olarak kullanılan dil,bir şiir etkisi yaratıyor.
Bence okuyun.



08.02.2006

AMERİKAN SAPIĞI
Bret Easton Ellis

Genç,eğitimli,varlıklı bir aileden gelen ve New York’ta bir finans şirketinde çalışan Patrick Bateman’ın dünyaya,yaşama,insanlara-ve tabii kendine-şizofrenik bakışını okuyoruz,Amerikan Sapığı’nda.
Şatafat ile sefaletin yan yana,iç içe olduğu New York’da yaşamakta kahramanımız.Ailesi,eğitimi ve statüsünün sağladıklarıyla tüketim toplumunun kalıplarını içselleştirip özümsemiş,marka takıntısı had safhada.Paranın satın alabileceği meta’nın en iylerini satın alıp tüketebiliyor ancak,Bateman’ı tatmin eden salt tüketmek değil,yok etmek.Bateman ancak yok ederek ulaşabiliyor tatmine.
Faşizmin kaynaklarına bir bakış açısı sunuyor bize,Bret Easton.İçsel faşizm’e yöneltiyor büyütecini.Daha yüksek statüye sahip olduğunu düşündüklerine yaltaklanan,köpekleşen bir Bateman var karşımızda.Ne denli yüksek bir statüye sahip olduğunu kanıtlamak için sık sık Donald Trump ile dostluğu olduğunu,Donald Trump’un partilerine davet edildiğini duyuruyor sık sık muhataplarına.Popüler –in mi diyorlar- restaurantlarda rezervasyon yaptırabilmek için şaklabanlıklar yapan bir kişilik.Dünyası,üst statülerde yer alan birisi olduğuna muhataplarını ve kendisini inandırmak üzerine kurulu.
Daha alt statüde yer aldıklarına inandığı kişilere karşı ise alabildiğine zalim Bateman.Kaybedenlere,dilencilere,taksi şoförlerine,fahişelere,hatta bayan arkadaşlarına acımasız işkence ve ölümler sunuyor.Ve ancak böyle orgazm olabiliyor.
Zihnin kurguladıkları ile yaşananlar birbirine karışıyor Bateman’ın dünyasında.Ve okuyanları düşündürüyor,faşizmin kaynaklarını aramaya nereden başlamalı?
Not;Bu yazıda faşizm terimi, siyaset bilimindeki klasik tanımlama doğrultusunda kullanılmamıştır.Faşizm;insana,topluma gizemli erekler yükleyen,toplumu tüm kurumlarıyla biçimlendirme ve yönlendirmeyi amaçlayan faşist,teokrat,sosyalist vb.tüm totaliter düşünce biçimlerini tanımlamak için kullanılmıştır