Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

T.Behiciv Tarafından Yapılan Yorumlar

25.02.2010

Fazıl Hüsnü Dağlarca, çocuklara ve eğitimine ne çok değer veriyor. Onu araştırdıkça ve okudukça hayran oluyor ve her şiirinin en küçük detayına kadar vakıf olmak istiyorsunuz. Genç benim için onun çok farklı bir eseri; çünkü her konuya değin şiirleri bir arada bulabiliyorsunuz. Yaşı ilerledikçe genç kalmayı başaran Dağlarca'yı saygıyla anıyorum.
25.02.2010

Divan Edebiyatı sosyal ve siyasi hayatın merkezindedir aslında. Şehzade Mustafa'nın öldürülüşü nice tarih kitaplarına hatta edebi eserlere konu olmuştur; ama en güzeli bir edebi eserin dışında Yahya Bey'in gözünden, yaşanmış bir olayın Kanuni'nin eleştirilerek ortaya konmasıdır. Bu eseri bir de Turan Oflazoğlu'nun Kanuni Sultan Süleyman piyesi ile birlikte okumak gerekir. Böylece hem farklı iki türü karşılaştırmak hem de konuyu iki farklı şahsın bir yazar ve bir şairin gözünden görmek bize daha farklı algı kapılarını açacaktır.
05.01.2009

Ütopik ve antiütopik olmak üzere iki masaldan oluşuyor bu kitap. Yalnız, ütopik olarak adlandırılan bölüm yani Azerbaycan'ın gelişmiş bir toplum olma rüyası hiç de ütopik değildir. Bunu okuduğunuzda daha iyi anlayabilirsiniz. Ütopik gerçekleşmesi mümkün olmayan şeyleri anlatır; ama gelişmiş bir Azerbaycan ülkesi çalışma ve azimle gerçekleşebilir.
İkinci bölüm ise, birinci masalı nasıl bir rüya olarak adlandırıyorsak ikinci bölümü de bir kabus olarak adlandırabiliriz. Azerbaycan toprakları Dinciler( ki bana göre gerçek bir müslüman burada anlatıldığı gibi davranmaz), Komünistler, Demokratlar tarafından istila edilmiş üç farklı bölgeye ayrılmış Azerbaycan halkının toprakları bölünmüştür. Bu bölgeler arasında geçiş yasaklanmıştır; ama bu olaylardan yazarın vermek istediği fikre gelirsek ki bu fikir şudur:
Gelişmek, gelişmiş bir toplum olmak ütopik bir durum değildir çalışarak buna ulaşılır; ancak eğer çalışmaz ve bazı şeylere göz yumulursa, halk toprağının kıymetinin farkına varmazsa antiütopik deyip yani başımıza gelmez dersek bunların başımıza gelmesi kaçınılmaz olur. Bu kitabı dikkatli okuyun, hacmi küçük muhtevası geniş, sonsuz bir kitap.
18.12.2008

Sırp yazarın görüşünden yola çıkarak aslında pek çok sırp yazarın Fatih'i bir kan dökücü olarak gördüğünü çıkarabilirirz. Sırplar uzun yıllar Osmanlı Devleti'nin yönetimi altında kalmışlar ve bu sebeple dil ve mimari olarak Türklerden hayli etkilenmişlerdir. Tabii bu yüzden kendi edebiyatlarını ancak 2. Dünya Savaşı sonrasında oluşturmaya başlamışlardır. İvo Andriç( Drina Köprüsü) Sırp edebiyatının nobel ödülllü bir yazarı, Andriç'in Fucic'e nazaran daha objektif olduğunu söyleyebiliriz. Svetlana, bu kitabında Osmanlı ile ilgili 5-6 temel nokta üzerinde durmuştur: Köle, cariye sistemi; sarayda yaşanan entrikalar( Şehzade Ahmet'in Fatih tarafından zenci Nudir adlı bir gence boğdurulduğunu söylüyor); harem( özellikle yazar bu konuya neredeyse kitabının yarısını ayırmış diyebiliriz), Osmanlı Devlet yönetimindeki bazı kurallar; Fatih'in annesinin cahil bir kadın olduğu ve yarı anne dediği Daya Hatun'un ona belli dini bilgiler dışında hiçbir şey öğretmediği bilgisiz olduğu; Fatih'in babasını hiç sevmediği.

Okuyun derim; ama beklentiniz yüksek olmasın, yani bir yazar, kendine göre yazmış olayları. Yazar olayların tümünü Fatih'in ağzından anlatmış bir de aşık olduğu sırp kız Milica'nın ağzından.
31.10.2008

Bu yayının baskısında bir hata varmış sanırım, bazı kımlar tercüme edilmemişti. Kitabın konusuna gelirsek: Eğer Sovyetler Birliği' nin yaptıklarının ne denli ağır sonuçlar doğurduğunu öğrenmek istiyorsanız bu kitabı okuyun. İnsanların yaşamı bu kadar basit olmamalı. Sovyetler bir çok insanın hayatını kararttı. Kitabın sonuna geldiğinizde gözyaşları beliriyor gözlerinizde. Neden diye soruyorsunuz. Gencecik bir delikanlı ve ailesinin içinden bir türlü çıkamadığı çıkmak için uğraşsa da buna izin verilmediği olaylar örgüsü. Kitabı okuduğunuzda yaşadığınız ülkenin altından daha değerli olduğunu anlayacaksınız...