E-Dergi

Dursun Gürlek’i önce videoları ve katıldığı programlar aracılığıyla tanıdım. Ardından köşe yazılarını okudum. Belki biraz geç kaldım, ama bu kitap yazarın okuduğum ilk eseri oldu. Diğer kitaplarını da çoktan kütüphaneme ekleyip okuma listeme aldım. Dursun Gürlek, tam anlamıyla bir Osmanlı ve kültür tarihçisi; kelimeleriyle geçmişin zarafetini bugüne taşıyan bir kalem.
Bu kitabı, bir söyleşi yahut dost meclisinde yapılan tatlı bir sohbet havasında ilerliyor. Kitapları ve kitap âşıklarını kimi zaman ince nüktelerle, kimi zaman da hoş anekdotlarla anlatmış. Okurken hem düşündüren hem de gülümseten satırlarıyla bana çok şey öğretti. Kitap sevgisini yüreğinde taşıyan herkesin mutlaka okuması gereken bir eser.

Kıskanmak romanı ilk 1937 yılında Tan gazetesinde tefrika edilmiş ve 1946'da
Hilmi Kitabevi tarafından kitaplaştırılmış. Annesi babası tarafından hiç sevilmeyen, hiç bir duygusu önemsenmeyen sadece ağabeyi Halit için hayatı feda edilmiş bir kız Seniha. Ve bu durumun onu hücrelerine kadar işleyen bir kıskançlık ve intikam duygusu ile yaşayan birine dönüştürmesi. Kardeşine göre daha çirkin olan Seniha aslında hep erkek kardeşinin gölgesinde kalmış. Onun eğitimi, evlilik hayatı hep önce gelmiş. Yazar kız çocuklarının ikinci sınıf bir muamele görmesini 80 yıl önceden romanında
konu olarak işlemiş. Bugünde bu pek değişmiş değil. 200 sayfalık ama insan duyguları açısından derinliği olan bir roman.

"Çocukluğun sonu" sadece bir bilim kurgu değil, ütopya ile distopya arasında bir çizgide. İnsanlığın gelişimi ve bilinç düzeyi üzerine derin sorgulamalar yapan bir roman. Yazar, dünya dışı varlıklar üzerinden insanlığın “çocukluktan çıkışını” anlatırken bize şu soruyu sorduruyor: Gerçek potansiyelimize ulaşabilir miyiz?
Teknolojiden çok, psikolojik ve kültürel dönüşüme odaklanıyor. Sade, akıcı bir dili var. Bir yandan huzurlu ama bir yandan da ürkütücü bir atmosferi var. Yazarın vizyonu hâlâ taze, hâlâ düşündürücü. Okurken bir sonrayı hep merak ettiğim bir kitap oldu. Bilim kurgu seven herkese tavsiye ederim.

Seviye Talip; Halide edib'in gençlik eserlerinden biri. Batıda eğitim alıp memleketine
dönen Fahir, halasının kızı Macide ile evlenir. Muhafazakâr bir ortamda yetişen Macide
ise Fahir'in yönlendirmesiyle avrupai bir kimlik edinmeye çalıssa da gelenekçi dünyasından kurtulmakta ikilemler yaşar. Evlilikleri sarsıntıda olan bu çiftin tamda bu sırada karşılarına çıkann Seviye Talip ile hayatları başka yöne evrilir. Dili ağır bir eser. Eski Türkçe kelimeler yoğunlukta. Ama okumakta zorlanan olabilir diye kitabın arka kısmına bir lügat koymuşlar. Dönemi tanımak açısından güzel ama bana biraz sıkıcı geldi. Özellikle Fahir karakterinin hezeyanlarını okumak.

Özgen Biçgin’in Kayıp Rota serisinin ilk kitabını okudum ve denizde geçen harika bir kurguydu. Serinin diğer kitapları da kütüphanemde; fakat onları okumaya başlamadan önce bu kitaba rastladım. Konusu uzayda geçtiği için öne alıp hemen okumak istedim.

Yine heyecan verici, merak uyandıran bir hikâyeydi. Sonu ise benim için tam bir sürpriz oldu. Çok titiz bir çalışma ortaya konmuş; okurken sahneler gözümde canlandı, adeta bir film izler gibi hissettim. Keşke dizi veya sinema uyarlaması yapılsa da izleyebilsek, harika olurdu!

Bu arada, yerli bilim kurguyu her zaman destekliyor ve okumaya özen gösteriyorum. Yazarın yeni eserlerini de merakla bekliyorum.