E-Dergi

İsmail Hakkı Aydın.hocayı TV yayınları ile tanıdım. Bu kitap da kendisinin ilk okuduğum eseri. Özellikle son yılların en önemli konusu "Metaverse" hakkında bilgi arayışında iken bu kitapla tanıştım. Bu eserde dünyada bilim alanında yapılan gelişmeler, bunların hayatımıza iyi-kötü etkilerini öğrenebiliyoruz. Ayrıca; Metaverse, holistik(çağ) çalışmaları, kuantum, yapay zekâ gibi nice konuları inceliyor. Özellikle yapay zekâ ile ilgili film tavsiyeleri de var. Bir çoğu izlediğim. Bunları da ara ara sayfamda paylaşacağım. Bu alanda okuma ve araştırma yapmayı seviyorum. Sizlerin de önerdiğiniz eserler varsa yorumlara beklerim. Bir de hocanın diğer kitaplarını da fırsat buldukça okuyacağım.

Fahim Bey Ve Biz; Abdülhak Şinasi Hisar'ın ilk romanı. ilk 1941 yıllarında "Ulus gazetesi'nde" tefrika edilmiş ve aynı yıl kitaplaştırılmış. 1942'de ikinci kez basılmıştır.
Roman imparatorluğu'n son dönem insanlarından biri olan Fahim Bey'i ailesi, çevresi, hayalleri, geride kalan özlemleri ve çalışma hayatını anlatıyor. Dönem romanlarını okumanın en sevdiğim yanı İstanbul'u kültürel ve kentsel olarak tanımak.
Ayrıca insanların yaşayış tarzı, kıyafetleri vb. birçok konuda bilgi sahibi olabiliyorum.

Kitap Sevenler Cemiyeti" kitap okumayı seven, kitaplarla bağ kuran ve mutlu olan herkesin okuması gereken bir eser. Her bir bölümü bir sonrakini merak ederek okudum. Yeni yazarlarla tanışmak, kütüphaneler hakkında bilgi sahibi olmak ve daha önce bildiğim birkaç konuyla da burada karşılaşmak güzeldi, daha detaylı bilgi sahibi oldum. Not alarak ve çoğu satırın altını çizerek okudum. Dili akıcı ve sade. Benim için verimli bir okuma oldu. Tâbii ki listemede yeni kitaplar eklenmiş oldu. Birde unutmadan giriş kısmındaki fotoğraf çok güzel

Tarık Tufan'ın ilk okuduğum kitabı. Ve kalemini çok beğendim. Akıcı bir dili var. Tüm hikâyeyi isimsiz kahramanımızdan dinliyoruz. Babası şeyh olan ve tüm çocukluğu tekkede geçen, annesi öldükten sonra boşluğa düşen ve tanıştığı kadına olan karşılıksız aşkının onun hayatını nasıl değiştirdiğinin hikâyesi. Bir arafta kalmışlık. Özellikle annesi için yazdığı yazı insanı çok derinden etkiliyor. Kısacası içinde sıkıştığı labirentten kurtulmaya çalıştıkça bocalayan birinin öyküsü. Kitabın sonu ise tamamen okuyucuya bırakılmış. Ağır ve duygusal yönden yoğun bir eser. Ayrıca yakın zamanda dizi uyarlaması da yapıldı. Onu da en yakın zamanda izleyeceğim.

Ünlü Fransız yazar Prosper Merimee; drama, kısa hikâye yazarı, arkeolog, tarihçi ve çevirmendir. En çok bu kısa romanı "Carmen"ile tanınır. Bizet'in aynı adlı operasına uyarlanınca daha geniş kitlelerce tanınıp, ünlenmiştir.

Kitabın konusu; Seville' de yaşayan bir sigara işçisi olarak çalışan çingene kızı Carmen'in Don Jose adlı bir askerle olan tutkulu aşkını ele alır. Carmen'in özgürlük tutkusu ve bu tutkunun onu nasıl felakete sürüklediğini adım adım bize anlatır.

Ayrıca kitap bize 19. yy ispanyasının atmosferini yansıtır. Siyasi ve toplumsal yapısı hakkında bilgiler verir. Yazar "Romani" dilindeki araştırmalarını bize anlatırken çingenelerin ve onların yaşantıları ve kullandıkları dil hakkında bize bilgi verir.
Hatta kitabın sonunda bununla ilgili 3-4 sayfalık ayrı bir kısım da var. Akıcı ve yalın bir dile sahip. Kitabın en beğendiğim yanı ise birçok yabancı yer ve kişi isimleri hakkında dipnotlar olması.