Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

Saffet AKGÜN Tarafından Yapılan Yorumlar

18.11.2010

Cengiz Aytmatov çok büyük yazardır. Doğa ile insan ilişkilerini ondan daha iyi tasvir edebilecek bir yazara rastlamak güçtür. Bunca “iyi” var mıdır bu dünyada, bunca “iyi”? Bunca kötüyü bağışlar mı bu dünya, bunca kötüyü? diye soruyor satır aralarında. Aytmatov’dan doğayı daha iyi anlatabilecek kim var ki? Hayatın hep böyle devam etmeyeceğini bilenlerdenim. Yazarın kısa ama anlamlı öz hikyasiyle bunu bir kez daha anladım. Gençler bunu anlamak istemiyor. Zararı yok, onlar da öğrenecekler öyle olmadığını. Bu eserinde insan hayatının çok kısa olduğunu, ama düşüncelerin sonsuz olduğunu vurgulamaya çalışır. İşte bu yüzden, insanlar iz bırakmadan yok olmamalıyıdılar. Şiddetle tavsiye olunur. Bir kez değil, iki kez okunabilecek kalitede eser.
21.02.2010

Bu öyküde işlenen, çok parlak zeka, fakat hastalıklı bir ruha sahip olan “kötü adam” karakterine karşı, okuyucunun hafif de olsa bir sempati beslemeden okumaya devam etmesi zor görünüyor. Her seri katilde olduğu gibi bu kitapta da eninde sonunda yakayı ele veriyor. Yakalanmamak için belli bir yerde cinayet işlemeyi bırakmak gerekiyor. Çünkü istediğiniz kadar iyi planlamacı olun, ileride en az bir ipucu bırakmak kaçınılmazdır. Bu kitap yorumunu sonlandırırken son zamanların moda sözcüğünü kullanarak bitirmek istiyorum. Bazı insanlar hiç kimse tarafından iyileştirilemez. Bazı insanları ancak Tanrı iyileştirir… Nihayetinde buradan çıkarabildiğim tek sonuç iyi ve kötünün sürekli bir değişkenlik içinde olduğu, iyilik ve kötülük arasındaki son büyük çatışmanın tek değil sürekli bir seferberlik olduğudur...
18.07.2009

Son zamanlarda yeni konu arayışlarına girdim. Belki de onca stresli işten kurtulmak için bir çare arayışıdır benimki. 107 Kimya öyküsü, Mendeleyev periyodik cetvelinde yer alan hemen hemen her element hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlayacak. Bilgi dağarcığınızın artmasına sebep olacak bir çalışma. Periyodik Sistemin kesinlikle Hidrojen elementi ile başlaması gerektiği hiç aklıma gelmemişti mesela… Bunun yanında yeni elementlerin yalnızca laboratuarda ve yalnızca yeryüzü minerallerinin ayrıştırılması ile elde edilemeyeceğini ilk kez uzay bilimciler kanıtlamışlardı. Bazı elementlerin adına gezegenlerin ismi verilmiş. Örnek olarak Uranyum verilebilir. Uranyum, insanlığa nükleer enerjiye sahip olmanın anahtarını verdi… Kitabı okuduktan sonra vardığım sonuç şu. Ne zaman gerçekleşeceğini kimse bilmiyor ama mutlaka olacak! İnsanoğlu doğaya karşı büyük bir zafer, belki de tüm tarihinin en büyük zaferini elde edecek. İnsanlık radyoaktifliği kontrol altına almayı öğrenecektir. Kararsız elementleri kararlı ve kararlıları kararsız yapabilecek, en kararlı çekirdeklerin bozunmasını sağlayacaktır…

Kitaptan derlediğim iki Doğa atasözü:

“Yıldızları saymadan önce ayağının altına bir göz gezdir” der.

“Fındığın tadının neye benzediğini anlamak için kabuğunu kırmak gerekir” der…
03.06.2009

Hayatı boyunca okula gitmiş gelmiş hemen hemen herkes pi sayısını duymuş ya da kullanmıştır. Aklıma geldikçe etrafımdaki insanlara rastgele pi sayısı ne anlam ifade eder diye sorarım. Henüz kesin cevabı veren olmadı. 3,14 diyen çıktı ama bunun neyin karşılığı olduğunu açıklayamadı. Bu nedenle akabinde çember kareleştirilebilir mi? diye bir soru kimseye sorma gereği duymadım. Pi bir çemberin çevresinin çapına olan oranını simgeler. Bugünkü gelişmiş bilgisayarlarla pi sayısının milyarlar mertebesinde küsuratına ulaşıldı ve hala insanları cezp etmeye devam ediyor. “Tanrı her zaman geometriyle çalışır” diye yazmıştı Platon… Bana göre gerçekten de öyle… Pi’nin içinde ne var? Bu sorunun yanıtını bende bilmiyorum. Mesleğime ihanet ettiğim için çok pişmanım. Bilişim Teknolojileriyle uğraşıyorum. Bilim konusunda yapabileceklerimi, bugün IT sektöründe pazara sunulan her çeşit yazılım ve donanıma merak sarmış durumdayım. Üst düzey teknolojik ürünler hakkında bilgi edinerek, ya da onları kullanmaya çalışarak aradaki açığı kapatmaya çalışıyorum. Bu bana yetmiyor… Kitapta anlamlı bir cümle yakaladım: ”kararını vermiş bir kişiyi ikna etmek zordur.” Bilmem anlatabiliyor muyum? Son söz olarak da: Pi’yi düşündüğünüzde her zaman aklınıza çember gelmesin. (Sinan Çelen’in aklına ilk aklına bu gelmişti.) Pi, bütün tek tam sayılarla da ilişkilidir. Ayrıca, bir asal sayının karesine bölünemeyen bütün tam sayılarla bağlantılıdır. İstatistikte, her önemli formülde yer alır. Bunlar onun, sanki sihirli gibi ortaya çıkıverdiği pek çok konumundan sadece birkaçıdır. Matematik aldatıcı büyüsünü, bu tür şaşırtıcı bağlantılarla açığa vurur…
20.04.2009

Bütün yaşamı gizemli değişimler ve olaylarla dolu olan Adolf Hitler, büyük bir sır perdesinin ardında saklı kalan hayatının son üç gününü gözlerden uzak yaşamıştır. İnsanlık tarihinde siyasi hiçbir lidere Adolf Hitler’e tapıldığı gibi tapılmamıştır. Bir mikroptan farksız gördüğü Yahudilere karşı büyük nefret besliyordu. Üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen Führer’in 1945 yılında, sığınağında ölüp ölmediği halen kanıtlanamamıştır. II. Dünya Savaşının kaybedileceği anlaşıldıktan sonra Hitler Berlin’deki sığınağına en yakın kurmaylarıyla birlikte çekilmiş ve burada trajik, gerilim dolu günler yaşamıştır. Kaçmayı değil, ölmeyi tercih etmiştir. Zehirli siyanür hapını önce köpeği üzerinde test etmiş. Daha sonra intihar öncesi kendisi kullanmıştır. “Birkaç kuşak sonra bana hak verilecek…” demesi önemli bir öngörü idi. Dünyada en çok resmi çıkan adam, bir meçhule doğru, meçhul şekilde yok olmuştur… Alman İmparatorluğu paramparça oldu, yıkıldı ve ardından milyonlarca ölü bıraktı. Çünkü savaşlar, her zaman için onları başlatanların hayal etiği gibi bir sonla son bulmuyordu…