Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

Saffet AKGÜN Tarafından Yapılan Yorumlar

08.02.2007

Yazardan okuduğum ilk kitap oldu. Bir film senariyosu gibi geldi bana. Olaylar çok hızlı gelişiyor. Sayfaların ne kadar çabuk tükendiğini anlayamıyorsunuz adeta. Aksiyon hiç bitmiyor. Yalın bir dil ve değişik bir tarzı var Glenn Meade’in. Okuyupta beğenmeyecek okuyucu çıkmaz. Küçük insanlar hep kandırılır. Ensesi kalınlar çoğu kez bu işlerden sıyrılır. Piyon olarak kullanılan bir adam var. Geçmişi tüm kayıtlardan silinmiş bir kişi etrafında dönen karmaşık entrikalar. Okuyunlar eserden büyük keyf alacaklar...
14.01.2007

Ruth Rendell’den okuduğum ilk kitap oldu Sessizliğin Öfkesi. Doğrusunu söylemek gerekirse çok üst düzeyde bulmadım romanı. Eserin son elli sayfası çok hızlı tempoda gelişiyor ve elinizden bırakmak bir yana, kitabın bitmesini istemiyorsunuz adeta. En olmusuz gördüğüm yazarın çok sayıda özel isim kullanmış olmasıdır. Okuyucunun sıkılmasına ve konunun gidaşından kopmasına neden olmaktadır. En azından bende bu izlenimi verdi. Hani derler ya “su gibi okunan” kitap. İşte bu tarz olmadığını belirtmek isterim. Bir Henning Mankell ya da Glenn Meade’in akıcı dil ve sürükleyici kurgularının gerisinde kalıyor Ruth Rendell. Yine de okunmaya değer diyorum...
08.12.2006

Henning Mankell’den okuduğum ilk kitap oldu. Birkaç kelimeyle özetlemek çok zor. Gerçekten yazar gerek kurgusuyla, gerek akıcı diliyle beni kendisine hayran bıraktı. Dil kanserine yakalandığını yeni öğrenmiş bir dedektifin ve hiçbir şeye güvenilmemesi gerektiğini deneyimleriyle öğrenmiş bir adam olan Larsson’un takipçiliği sonunda çökertilen bir Nazi ağının gizemliliği anlatılıyor. Olaylar İsveç’te yaşanıyor. Eski bir gönüllü Nazi olan Molin’in kelimenin tam anlamıyla dayaktan canı çıkartılana kadar dövülüp öldürülmesiyle başlıyor. Öfke ve öç almaya susamışlık. Yalnız bir katil. Her şey büyük bir titizlikle planlanmış. Anlık bir dürtüyle cinayet işlenmemiş. Belki de bu çılgın vahşet, aynı zamanda sebepti... Ölü bir adamı dansa kaldıran kimdi?.. Benim bildiğim kadarıyla cinayetlerin nedeni hemen hemen ya paradandı ya da intikam. Çoğu zaman alkol da karışırdı işin içine. Ve suçlu da genellikle kurbanın yakınlarından biri olurdu... Ailesiden ya da arkadaşlarından biri. Bu kez de öyle mi olmuştu? Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
13.11.2006

Bu güne kadar bu denli uzun sürede okuyupta, bu denli az tad aldığım ilk Trevanian romanım oldu. Kısa bir yorum yaparken yine bunu düşündüm. Eserde çok sayıda felsefi içerik vardı. Ağır ilerleyen gizemli polisiyede ister istemez derin okuyucuyu etkileyen düşündürücü ifadeler yer almaktadır. Bu da olayların gidişatından zaman zaman kopmanıza neden olmakadır. En azından benim için öyleydi...
07.08.2006

Yırtıcı Kuş adlı romanın devamı olan kitap. Hal Coutney, acımasız el-Auf korsanı ile giriştiği mücadelede feci şekilde yaralanıp acı çekerek hayatını kaybediyor. Koca Daniel iri vücudunu siper olarak kullandığı halde Hal’ı ağır yaralanmaktan, kendisini de ölümden koruyamamış oluyor. Denizcilik ve ticaret ile uğraşan Courtney ailesini bunun gibi pek çok trajik olay daha bekliyor. Okurken büyüleniyorsunuz sanki. Kimi zaman seviniyorsunuz, kimi zaman hüzünleniyorsunuz. Tom Coutney babasından ziyade dedesine daha çok benziyor. İri kemikli ve yaşına göre güçlü bir genç. Bakışları ve yapısı bir savaşçı olmak için doğduğunu gösteriyordu. Özetle, bir bilim adamı olamasa da zakayla kurnazlıktan yoksun biri değil. Tuğla kadar kalın olan eserin okurken bitmesini istemiyorsunuz. Hayatta her şeyin haklı olmasını beklersek pek çok düş kırıklığına uğrayacağız demek sonucuna varıyoruz... Hayattan zevk almasını bilen insanların okuması gereken bir kitap. Kafama bir tek yer takıldı. Muson Yağmurları romanın devamı olan Mavi Ufuklar’da da yaşlanmış Afrika yerlisi olan Aboli’nin nasıl öldüğüne dair bilgi geçmiyor. O halde kılıç ustası savaş alanında değil de, hayatı doğal olarak sona ermiş olmalı...