E-Dergi

Romanın arka planında Osmanlı, Cumhuriyetin ilk yılları ve bu dönemlere yönelik eleştiriler çok güzel yedirilmiş. Derebeyleri daha çok toprak sahibi olmak için fırsattan yararlanan, birbirlerini soyan hatta birbirlerini düşmanca tutuma zorlayan bir tutum içinde. Bu durumda vatanseverlik, cumhuriyet sevdalısı olmak… yani düzenin adamı olmak onların için çıkarına oluyor.
Can güvenliğinin olmadığı, siyasetin kirli yüzü, adaletin zenginlerin lehine işlediği, mal güvencesinin sağlanamadığı bir düzen. Bu düzen boşluklar yaratmış, derebeyleri, hakim güçler de bu boşluklardan yararlanıyor. Yazarın buna itirazı var. Kitabı bu itirazları da dikkate alarak okuma eserin derin anlamlarına ulaşmaya yardımcı olacak. Bu bağlamda günümüze de ışık tutan bir roman. Çünkü aynı insanlar, aynı düzen bir şekilde devam ediyor. Aktörleri değişse de.

- “İslam, bir irade halinde tarihe çıkmış, tarihi dönüştürmüştür. Müslümanlar bu iradeyi yitirdikleri için bugün modern – seküler tarih tarafından dönüştürülüyor.” derken Müslüman toplumların tarihe yön verme konusunda etkisini yitirmesini sorgulayan bir eser. “Bugün tarih, biz Müslümanlar açısından duruyorsa eğer, muhafazakarlığa kapandığımız için duruyor. Yeni şeyler söylemeye başladığımızda tarih yürümeye başlayacaktır.” Gibi sözlerle geri kalmışlığın kaynağına ışık yutuyor. Yenileşmeyen, hep geçmişi tekrarlayan, dünya sorunlarına çözüm üretmeyen ve zorunlu olarak Batı’nın sunduğu reçetelerle yaşamaya mecbur edilen toplumları sorguluyor. Bu durumdan kurtulmanın ip uçlarını veriyor: “Yapısal sorunların kaynağında kayıtsızlıklarımız ve sorumsuzluklarımız var. İnsan toplumlarının sahici varoluşları iman temelinde gerçekleşir. İman etmek eylemde bulunmak demektir.” Sorgulayıcı, eleştirici bir kitap.

"Din, insan ve Allah arasındaki bağdır. Bu bağın güçlenmesi ve gerçekleşmesi akıl, duygu ve telkine dayalıdır. Akıl ve duygudan yokun bir din zalimleşir." diyen Tolstoy, zaman içinde gerçek anlamından uzaklaşan dini değerlendiriyor. Kilisenin sorumluluğunu sorguluyor. Sevgiyi din adına kutsarken şiddeti reddediyor. Günümüze de ışık tutan tespitler içeriyor, bu kitap. Dinin, çıkarcı gruplar tarafından nasıl yozlaştığını anlatan bir kitap. Davut Deveci

Gezi yazısı gibi okunacak bir kitap. Endülüs'teki İslami izler derinliğine işlenmeden bazı ipuçlarıyla sunulmuş. vakit geçirmek için sıkıntısız okunabilecek bir eser.

Demircan, "Müslümanların Uzun Yürüyüşü" isimli eserinde İslamı, çağa yeni çözüm üreten, özünden aldığı güçle, çağın sorunlarını çözüm üretmek kabiliyetiyle çağımızın öncüsü olabilir, düşüncesini işliyor. Ancak Kur'anı yeni bir gözle okumak da gerekir.

Allah kelamı olan Kur'an insan sözü ile karıştırılmazsa, her ayetlerin evrensel mesajları dikkate alınırsa, uygulamaları tekrarlamak yerine ondan beslenerek yeni çözüm yolları üretilirse İslam medeniyetin öncüsü olur. İslami değerlerden hareketle çağa uyun başka bir iklim ( kültür / medeniyet ) yaratabilir. "Son vahiy" insanlığın yine ışığı olmaya devam edebilir.