E-Dergi

çok detaylı bir eser. uzun bir inceleme ışığında oluşturulmuş. okunup bilgi edinilmelidir

okuduğum en harikulade kitaplardan. ilk üçte yer alır benim için. müthiş dizayn edilmiş bir metin. bazen durup acaba şimdi hangi mevsimdeler diye kendime soruyordum ve birkaç cümle sonra atsız beni uzun ve güzel betimlemelerle cevaplandırıyordu. ben esas bu kitaba cengiz aytmatov’un yorumundan sonra merakla başlamıştım. o da şöyleydi: “atsız, büyüdüğüm bu kırsal topraklara hiç ayak basmadan benden daha iyi anlatmış” gibisinden bir söz okumuştum.

peyami safa çok kıvrak zekalı bir adammış. bu kitabıyla tanıdım kendisini. daha da tanıyacak yolum var diye heyecanlıyım. bence tahlilleri çok hoştu.

livaneli’den okuduğum ikinci eser bu yüzden de ümitliydim. fakat banal ve sıkıcı bir roman çıkmış ortaya. 50 yaşındaki adamda “bebeğim” lafları çok itici duruyordu. böyle şeyler gerçek hayatta olsa bile livaneli’nin elinden çıkmamalıydı. hele o gazeteci kız karşıma çıkacak olsa bir çift laf eder terbiye verirdim. sonu da saçma sapandı hiç etkilenmedim. sadece ve sadece hızlı hızlı akıp gitti diye beğenebilirim. o da zaten gazeteci kız konuşurken atladım oraları diye hızlı okunmuş olabilir. ama ön yargılı olmayıp livaneli’den daha okuyacağım. zira huzursuzluk güzeldi.

Çook güldüm çok. beni sıkıntıdan kurtarmıştı. muhakkak okuyun ve gevşeyin.