E-Dergi

‘’Oysa nedendir bilinmez, kimsenin düşüncesini açıklamaya cesaret edemediği, her yerde azgın, yabanıl köpeklerin hırlayarak kol gezdiği, yoldaşlarının korkunç suçları itiraf ettirildikten sonra paramparça edilişini seyretmek zorunda kaldıkları bir toplum çıkmıştı ortaya... ‘’ Kendi kendilerinin efendisi olduklarını zanneden hayvanlar, yeni sahiplerinin farkındamıydılar... Diktatörlük, sosyalizm, eşitsizlik...İki ayak mı daha iyi, dört ayak mı? İki ayak, dört ayak farketmiyor; iyi kötü ayrımı, gücün kimin elinde olduğuna bağlı olarak yer değiştiriyordu...

‘’Hiçbir zaman tek başına mevcut olmayacak, daima ikinci ve orta kalacak, uçmak nasip olmadan sürünecekti...’’ Behçet Bey’in hikayesi ve hatırladıkları...Tanzimat, Abdülhamit Dönemi, musikinin hayatlardaki yeri ...İnsan tasvirinin en güzel örneği...Ahmet Hamdi Tanpınar ağzımıza bir parmak bal sürüyor ve bizi diğer kitaplarına da yolculuğa davet ediyor ...

Fransa,ihtişam ,sahte aşklar , istediği herşeyi parası ve gücü ile elde eden bir kadın , hayatına giren herkesi yalanları ile kandırırken ,elinden gücü alındığında asıl yalanı kendine söyleyip ölümsüzleşeceğine inanırken, ölümün kandırdığı Madame Prie miydi?
.

Bir ailenin giderek birbirine yabancılaşması, yozlaşması...çıkarların bittiği noktada kaderiniz ve sizin başbaşa kalışınız ...toplumdan soyutlanma... sistemin köleleştirmesi...dönüşen Samsa mı ailesi mi ? Franz Kafka nın da dediği gibi belki de Herkes, beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor...

bilinmeyen bir kadın ,tek bir mektup ,tek başına aşk , bitmeyen umut , beyaz güller, herşey olduğu şekliyle iyiydi, herşeye rağmen , bir erkeğin gözünden bir kadının dünyası bu kadar mükemmel ancak Zweıg gibi bir psikolojik tahlil ustası tarafından anlatılabilirdi ...