E-Dergi

Bu dünyada insan anne karnındaki cenin gibidir. Cenin asla rahimden çıkmak istemez. Fakat birkez çıkınca birdaha oraya dönmek istemez. İnsan da öyledir. Dünyadan asla ayrılmak istemez, ayrılıncada geri gelmek istemez. ( Hz. Mevlana )
Sümer mezopotamyasında tapınak rahibelerinin özel bir saygınlıgı vardı. Çünkü onlar, insanların tanrıya olan cinsel borçlarını ödemelerinde insanlara yardımcı oluyorlardı. tapınaklarda gerçekleşen bu cinsel ayinde ve sonrasında rahibelerin başları hep örtülü olurdu. bu rahibeler tanrının eşleri sayıldıgından asla hamile kalamazlardı. hamile kalanın çocugu hemen öldürülürdü. Çünkü eger o dogarsa tanrının çocugu olacaktı. Bunu engellemek için hamilelik çeşitli yollarla sonlandırılırdı. ( sayfa 204 ) mitolojiden başlayıp hacı bektaşi veli ve hz Mevlana bilğeligiyle açıklanmış çok begenerek okudugum bir kitaptı gönül rahatlıgıyla tavsiye ederim.

İnsanı dogruya yada yanlışa götüren beden mi yoksa ruhmudur ? Yada bu ikisi arasındaki dengeyi bozmak isteyen bambaşka birşey mi ? Neyin elinde oyuncaktır insan ? Beden neye köle olurda ruh bunca ıstarabı yüklenir ? Nefsinin elbet. İnsan nefsine yenilir. Nefis , ucuz dünya zevklerinin en zengin müşterisidir. Kendi yapar, bedelini ruha ödetir nefs, Nefis, eline geçirdiği inciyi darıya değişen tavuk misali, ahiretini satar dünyaya, bilir de hakkı hakikatı yine de tapar dünyaya. ( sayfa 59 ) bu kitapla beraber dücane cündioglu'nun ölümün dört rengi adlı kitabınında okunmasını tavsiye ederim.

kargo parasını ödemek yerine bu tarz kampanyalar yapmak çok mantıklı olmuş.kargo ödeyen kitaplar kampanyalarının artmasnı temenni ediyorum.

Doguştan inanan bir kişisin sen,Allah'sız edemessin.Birgün kendin de anlayacaksın bunu.İnançsızlıgın, kırgınlıgından dogan dik başlılıgının sonucu.Bir takım kimselerde utandıkları için inanmazlar.Gençlerde görülür bu.Sözgelişi bir kadına tapıyorlar, ama anlamaz korkusuyla yada göze alamadıkları için göstermekten kaçınıyorlar bu sevgiyi.İnançta sevgi gibi,biraz gözü peklik ister.İnsan kendine inanıyorum derse olur biter. o zaman herşey gönlünce görünür,açıklanır,seni kendine çeker.Nitekim çok seviyorsun; inançta daha büyük bir sevgidir.Ancak daha da çok sevmelisin, o zaman sevgin inanca dönüşür. ( sayfa 105 )
begenerek okudugum bir kitaptı. bu kitapla paralel olarak Celal Settari'nin Züleyha'nın aşk derdi kitabınında okunmasını tavsiye ederim.

Durgun dalgasız bir denizde gökteki güneşin aksi parçalanmaksızın aynen görünür.Bu ise güneşin vahdetine halel getirir.Oysa dalgalı bir denizde güneşin vahdetine gölge düşmez.Bunun gibi aşksız bir gönül sakin bir deniz gibidir; fakat aşk ile daima ıstırapta olan bir gönül ise dalgalı bir denize benzer, hep vahdeti yaşar ve ondan mütelezziz olur.(sayfa 104) Tasavvuf düşüncesinin en temel kavramlarından biri aşktır.Tasavvufta aşk, varoluşun esas gayesi ve herşeyin özüdür.Tasavvuf düşüncesinin temelini oluşturanyaratılış/ varoluş nazariyesine göre vücub-ı mutlak( mutlak varlık ) olan Allah, aynı zamanda Cemal-i mutlak, Hüsn-i mutlak( salt güzellik)'tir. Tasavvuf düşüncesine göre Allah aşk-i zati sebebiyle, yani kendi güzelliğini temaşa için, kendisine ayna olsun diye kainatı ve insanı yaratmıştır.( sayfa 20 )
bu tarz divan edebiyatını anlatan açıklayan çalışmaların artması gerekiyor.kitabı çok severek ve begenerek okudum. herkese tavsiye ederim.