Toplam yorum: 3.088.827
Bu ayki yorum: 8.515

E-Dergi

mklcarslan96 Tarafından Yapılan Yorumlar

08.02.2020

Kitabın konusu ilgi çekici ve bir o kadar da ürkütücü. Kitap okumanın yasak olduğu, kitap yakmanın bir zevk haline geldiği, itfaiyecilerin asıl işlerinin ateş söndürmek değilde kitap yakmak olduğu bir distopyayla karşı karşıyayız. Bunları görünce rahat rahat kitap okumanın ve 'kitapların' değerini bir kez daha anlıyorsunuz. Gerçeklerin farkına varmanın, ufkunuzun açılmasının, yeni düşünceler edinmenin, farklı bakış açıları kazanmanın aracısıdır kitaplar.
Kitabın diline gelince bana biraz ağır geldi diyebilirim. Bazı olayları kavramakta zorladı beni. Bazı paragraflar arasında kopuklar sezdim. Tabii ki bunlar benim kişisel kanaatlerim. Ancak genel olarak bakıldığında kitabın işlemiş olduğu konu ve olaylar örgüsü kitabı beğenmeme neden oldu.
08.02.2020

Körlük kitabını çok beğendiğim için devamı olan bu kitabı da okumak istedim. Okumaya başladıktan sonra ilk sayfalarda biraz hayal kırıklığına uğradığımı söyleyebilirim. Körlük kitabının devamı olarak okudum ama ilk kitaptan pek birşey göremeyince ve olaylar biraz sıkıcı olmaya başlayınca kitap bana itici geldi açıkçası. İlk bölümlerde genelde hep bi siyasi olaylar örgüsü içeren kısımları okumak oldukça güç oldu. Bu bölümlerde karakterlere ve aralarında geçen diyaloglara çok nadiren rastladım. Bu da kitabın bende negatif bir etki bıraktırmasına neden oluyordu ve okumak gittikçe güçleşiyordu. Sonra olay örgüsü düzenli olmaya başladı ve önceki kitap olan Körlük'teki karakterlerin hikayeye dahil olmasıyla da kitap bende ilgi uyandırmaya başladı. Komiser'in yaşadıkları , İçişleri bakanı ile atışmaları, doktorun karısıyla aralarında yaşananlar vs kitabı sevmeme neden oldu ve zevkle okumaya başladım.
08.02.2020

Yine bir Zülfü Livaneli klasiği kitabı ve yine çok beğendim. Kitabın iki taraflı anlatımı, olay kurgusu ve olayların sonucu etkileyiciydi. Karakterlerin psikolojik tahlillerini çok başarılı buldum. Okudukça mülteci olmanın, başka bir ülkede yabancı olarak yaşamanın ne kadar zor bir şey olduğunu anlıyorsunuz. Ayrıca kitabın ana konusu olan öldürme-bağışlama ikilemini esere çok sağlam aktarmış. Hayatım elverdiği sürece Zülfü Livaneli'nin tüm kitaplarını okumayı düşünüyorum.
08.02.2020

Robinson Crusoe'u küçüklüğümden beri bir çok kez duymuştum ama bir türlü okuyamamıştım. Sonunda okuduğumda neden bu kadar geç okuduğum için yakınıyorum. Kitap bir gemi kazası sonucu ıssız bir adada mahsur kalıp hayatta kalmaya çalışan bir gencin (Robinson Crusoe) başından geçenleri anlatıyor. Kitabı Robinson'ın ağzıyla okuduğunuz için orada geçenleri kendimiz de yaşıyormuşuz hissiyatı veriyor. Bu da kitabın inanılmaz akıcı olmasını sağlıyor. Okurken zerre olsun sıkılmadım. Robinson'ın zorluklar karşısında ürettiği çözüm yollarını, icat ettiği aletleri, evcilleştirdiği hayvanları, yetiştirdiği bitkileri, sadık hizmetkarı Cuma ile vahşilere karşı mücadelelerini ve daha birçok macerasını sanki Robinson'ın yanındaymışçasına yaşadım ve hissettim. Anlıyorum ki 1600'lerde yazılan bu kitap günümüze kadar boşuna değerini kaybetmeden gelmemiş ve boşuna klasikleşmemiş. Okuduğum için çok memnun kaldım ve Robinson'ı ve Cuma'yı özleyeceğim.
08.02.2020

Kitabı okumadan önce adını çok kez duymuştum ve oldukça merak ediyordum kim bu Don Kişot diye? Kitabı okudum ve neden bu kadar çok anıldığını, her yerde bahsi geçildiğini anlamış oldum. Kitabın roman türünün başlangıcı sayılması başlı başına bir okuma sebebi sayılabilir zaten. Kitabın içeriğinde ise Don Kişot ile Sancho Panza ile eğlenceli bir maceraya atlıyorsunuz. Okuyucuyu hiç sıkmayan atışmaları da cabası. Keşke daha önce okusaymışım dedirtti açıkçası.