E-Dergi

Her zaman derim yazmış olmak için yazılmış cinli minli öykülerden hazzetmem. Ancak Mehmet Berk Yaltırık'ın "Gölgeli Öyküler" kitabını okuduğumda o kadar da basit olmadığını farkettim. Hikayelerinde işlediği korku ögelerinde, özellikle de Osmanlı ve Balkan motifli olanlarında derin bir araştırma olduğunu sezinledim. Gayet başarılı buldum.

Aleksandr Puşkin de genç yaşında (karısının onurunu korumak için bir düello sonucu) ölmüş yazarlardandır. Yaşadığı dönemde siyasal içerikli şiirleri yüzünden sürgüne de gönderilmiştir. Nedense bu özellikleri ve yazdıkları ile de aklımıza Sabahattin Ali'yi getiriyor.

Eserde Çarlık Rusyası zamanları, hırslı derebeyleri ve ilişkileri, köylülerin mal gibi alınıp satıldığı, adaletin rüşvetle güçlülerin elinde olduğu gözler önüne seriliyor. 1 saatte okursunuz, okuyun.

Platon'un "Devlet"i ve Thomas More'nin "Utopia"sından sonra Bacon'un "Yeni Atlantis"ini de okuduk sonunda. Zaman olarak en son yazılan olmasına rağmen diğer iki kitaptan daha sığ geldi bana. Tabi bilimsel olarak değil, fikirsel olarak söylüyorum bunu. Bir de Hristiyanlık ve Yahudilik övgüsü had safhada. Zaten kitap tamamlanamadan Bacon bu dünyadan göçmüştür.

"Bizi güçlü yapan yediklerimiz değil hazmettiklerimizdir. Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil muhafaza ettiklerimizdir. Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil kafamıza yerleştirdiklerimizdir."

Oldukça akıcı, rahat okunabilen hoş bir masal kitabı gibi. Ancak büyüklere... Peter'ın hayal dünyası çok ilginç. Bazen bir kedinin, bazen bir bebeğin, hatta bir yetişkinin bedeni ile yer değiştirip, onların gözünden dünyaya baktığını bile okuyoruz.

Harika bir doğum günü hediyesi oldu bana bu müthiş kitap. Ayrıntıyayınları'nın Ağır kitaplar serisinde olmayı ziyadesiyle hakediyor. Algılama gücüne güvenen kadınlar okumalı. Aslında 100 masallık 5 bölümlük eserin ilk 16 masallık kısmından oluşuyor. Clarissa P. Estes iyi bir analist, şair, yazar ve öykü toplayıcısı. Kadim öyküler aracılığıyla günümüz kadınını çok iyi psikolojik ve psişik tahliller çerçevesinde içlerindeki doğal "Vahşi Kadın" ı bulmaya davet ediyor.
"Peki ya bir kuğuyken bir fareymişsiniz gibi davranmanız gerekseydi? Ya gri, tüylü ve ufacıkmışsınız gibi yapmanız gerekseydi? Ya kuyruk taşıma gününe havada saklayacağınız uzun, yılan gibi bir kuyruğunuz olmadan katılsaydınız? Ya nereye giderseniz gidin bir fare gibi yürümeye çalışsaydınız, ama onun yerine paytak paytak yürüseydiniz? Ya bir fare gibi konuşmaya çalışsaydınız, ama onun yerine her seferinde bir kaz sesi çıkarsaydınız? Dünyadaki en sefil yaratık olmaz mıydınız?"