Toplam yorum: 3.088.512
Bu ayki yorum: 8.200

E-Dergi

Dr. Şerefettin Güler Tarafından Yapılan Yorumlar

hep duyardık işte süryaniler. Kimdirler nedirler bilmezdik. Gerçi onlarda pek renk vermezlerdi. Mesela fakültede sınıf arkadaşımız vardı ama pek bahsetmezdi. okuyunca insan eziliyor. bu topraklar hakikaten kanla yoğrulmuş. çok acı çekilmiş. özellikle farklı olana hiç tahammül etmemişiz. gerçi kitapta süryanilerin hangi ırka mensup oldukları söylenmiyor ama bildiğim kadarıyla hepsi Kürt ve maalesef zulüm edenler de Kürtler ve ittihatçılar. büyüklerden duyardık ermenilerin yaptıklarını ve sonra ermenilere yapılanları ama olayların tanıkları çıkıp anlatınca iş daha bir değişiyor. daha bir kalıcı etki bıraıyor. bence devlet ve hükümet bir an önce süryanilere karşı olan borcunu ödemeli. isteyenler gelip evlerine köylerine yerleşip barış içinde yaşayabilmeliler. dinlerini kültürlerini yaşayabilmeliler. zaman zaman Almanya da Türk mahallesi, bakkalı,manavı, kasabı ve marketi haberini duyunca ne çok sevinir övünürüz. ama üç beş ingiliz bodrumda ev alıp bir araya gelince eyvah memleket elden gidiyor edebiyatı yaparız. artık aşsak bunları artık hoşgörü ve biraz da empati yapsak. Nevzat Tarhanın dediği gibi illa türlü olup birbirimize karışmamıza gerek yok. salata misali herkes kendi rengiyle kendi tadıyla da kalabilir. kitap kesinlikle okunabilir.
daha önce üç beş kitabını okuduğum iskender Pala'nın bir yaş mağduru olduğunu bu şekilde öğrendim. belki de kitaplarda yazarın hayatına dikkat etmediğimden dolayıdır. Ama galiba bu kadar idealist ve bu kadar kaliteli bir insanı ancak 28 şubat zihniyeti harcayabilirdi. zaten çalışan ve üreten zeki birini ve hatta namaz kılan birini bir kurumda barındırmak vatana ihanet sayılır. bırak pornocusu, hırsızı, darbecisi yaşasın değil mi!!!
insanın aklına Üstad geliyor diyor ya öz vatanında garip öz vatanında parya. Ama 1997 li yıllarda keşke biraz daha duyarlı bir toplum olsaydık. bu yaş mağdurları ne yapar ne eder diye düşünseydik. sanırım hepimizin suçu ve günahı var. üzerimize düşeni yapmadık. Palayı okurken bir vicdan azabı yaşadığımı itiraf etmeliyim. bizler belki çok iyi şartlarda yaşamıyorduk ama çok çok kötü şartlarda yaşayanlarda vardı. en azından gagasında bir damla suda olsa bizim de katkımız olmalıydı. Affet bizi İskender Hocam. yıllar yılı bizi korkak ve sünepe bir toplum olarak yetiştirdiler. bunu empoze ettiler. ve maalesef başarılı da oldular. kitabı belki de bu çoluk çocuk hengamesinde bir solukta okudum. Recep Tayyip Erdoğan'nın "bizim İskender" deyişi hakikaten hayatınızı değiştirdi. Ama bilin ki siz bizim İskenderimizsiniz. Tabii eğer kabul ederseniz. Bence 2009 un tartışmasız en iyi kitabı bu kitap olacaktır. Eline sağlık PALA DİYORUM VE HERKESE DE TAVSİYE EDİYORUM.
bir defa normal bir roman değil. gerçekten aylak adamı iyi anlatmış. iyi bir karşı duruş sergilemiş. ama bana gerçekçi gelmeyen bir yönü var. kitap muhtemelen 1950 li yıllarda yazılmış ve kadın erkek ilişkileri çok rahat anlatılmış. bugün bile yarım asır sonra bu ilişkiler bu kadar rahat değilken yazarın bu kadar rahat bu konuyu işlemiş olması bence biraz rahatsız edici. ama fena değil. özellikle insanların otobüsteki tutamaklara tutunur gibi bir şeylere tutunarak yaşayacakları tespiti oldukça yerinde.
seyyahlarımız dünyaca ünlü kişiler ama o dönemi ve osmanlıyı anlatırken bence eksik bilgi ile çok fazla hataya düşmüşler. tekke ve dervişler hakkındaki gözlemler ve düşünceler tamamen önyargılı. Ezanı şiir gibi değerlendirmeleri ise bir başka garabet. ama anlatım dili fena değil. bir de andersen herhalde bir harem kurmak geçmiş içinden. bayağı bir hayıflanma var çünkü. okunabilir de okumasanız da bir şey kaybetmezsiniz. bu arada hamsun un Abdulhamid hakkındaki yorumu da oldukça pozitif.
küçükken okumadığım ama çocuklara aldığım bir kitap. fena değil. biraz uçuk bir mantalite ama sonuçta hayal ürünü şeyler. yani sabah 5 te kalk iki saat simit sat sonra okula git öğleden sonra da bilmem nerede çalış sonra okuldan da takdirname al yani böyle okuyunca çok uçuk geliyor. ama çocukları etkiliyor. ve de insan o yaşlarda okumalı bu tür şeyleri yoksa sonra böyle ayrıntı da boğuluyor insan. ama gene de güzel çocuklar sıkılmadan okuyor. en azından okuma alışkanlığı yolunda önemli bir kilometre taşı.