Toplam yorum: 3.088.512
Bu ayki yorum: 8.200

E-Dergi

Dr. Şerefettin Güler Tarafından Yapılan Yorumlar

zaman zaman tekrarlara düşmüş olsa da hoca kısa ve etkileyici yazılarla hayat deneyimini bize aktarıyor. örneğin bir yerde hanımların pembe dizi sevdasını çok eleştirmeyin diyor ben çok eleştiriyordum. şimdi alttan alacağız. demek ki neymiş hayatta bildiğimizi sandığımız bir çok şey ya yanlış ya da eksik. bu kitapda bu anlamda önemli bir kitap. belki başucu bir kitap değil ama okunabilir nitelikte bir eser.
BENCE ÇOK DA ELZEM BİR KİTAP değil ama herzl bu risaleyi yazarken ülke olarak bir başka seçenek daha sunmuş. Filistin dışında Arjantin. keşke arjantin olsaydı. dünya daha bir rahat olurdu. Ama hayat keşkelerle yürümüyor. bir de herzl bir şeyin daha farkına varmış diyor ki "tam olarak ihtiyacımız olan insanlar fakir insanlar! sadece her şeyi göze alabilen, umutsuz insanlar fetih yapabilir, fatih olabilirler." demek ki herzl işi çözmüş umutsuz insanlar fikri belki de bilinerek avrupada oluşturuldu. gaz odaları falan. neyse okursanız çok şey kaybetmezsiniz. okumasanız da ama hiç olmayan bir ülke için (tabii ki bu küçük bir ülke olmalı) orjinal tasarılar geliştirmiş.
çokça hüzün yüklü kısa hikayelerle Yavuz hoca güzel bir kitap kaleme almış. benim için her kitap bir çiçek. ve her kitap bir dünyanın birikimlerini size akıtır. siz tek başınıza bütün dünyayı anlayamazsınız ama sizinle beraber yaşayan nice insanlar var. işte o insanlardan yazarlar hayatı anladıkları şekliyle size de sunarlar ve siz içinden kendiniz için değerli olan şeyleri çıkarıp alırsınız. Mesela bir hikayesinde şöyle bir söz geçiyor "Yalan dünya hoştur amma, akıbet mevt olmasa" evet bu kitapta hoştur alıp okuyabilir okutabilisiniz.
Şimdi yazar nobelli olunca ister istemez çıta yükseliyor. Beklenti artıyor. Daha kitabı okumaya başlayınca bile tarzdan dolayı bir hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. bu kadar kısa cümleler ve bu kadar basit bir anlatım. Belki de tarzı bu ama beklentiyi karşılamıyor. Sonra aceba çeviri olduğu için mi diyecem ama derinliği sağlayan mesela herman hesse nin kitapları da var. demekki çeviri de sorun yok. Tarz farklı tıpkı hemingway gibi kısa cümleler. Oysa kemal tahiri okumak, tanpınarı okumak, tarık buğrayı okumak daha çok zevk veriyor. belki biraz da kahramanın toyluğundan dolayı bu tarz ortaya çıkıyor. çünkü kahramanımız daha yeni 20 sine giriyor ve öğrenci. kendisinden 7 yaş büyük ve evli birine aşık oluyor. Bir yıllık bir sürede bir liman kentinde geçen olaylar anlatılıyor. Bu son ihtimal akla yatkın bütün olay kahramanın ağzından anlatıldığı için onun toyluğu olduğu gibi yazıma aktarılmı. Ama gene de hiç okumamaktansa okunabilir.
Mümtaz Hoca bence bu kitapta çok fazla savrulmuş. Bir kıyas yapmak gerekirse Hasan Cemal'in kimse kızmasın kendimi yazdım kitabı çok ama çok daha derli toplu. Hele sonlara doğru kitap çok savrulmuş. Ve bence sağ kesime hiç değinilmemiş. eksik kalmış kitap. gerçi darbe peşinde koşanlar solcular daq olsa o dönemin atmosferini yansıtmak açısından bence o cenahta incelenmeliydi. herşeye rağmen kitap okunabilir mi derseniz tabii ki okunabilir. Ama hoca bence biraz daha derli toplu olmalıydı. Mesela ben yüksek lisans tezi hazırlayıp jüriye girseydim ve hocanın yazdığı kitabı başlık ve içerik olarak sunsaydım daha en başından sondaki bölümler için ne alaka deyip çizerlerdi. velhasılı kelam dağınık da olsa okunabilir bir kitap.