Toplam yorum: 3.088.096
Bu ayki yorum: 7.783

E-Dergi

Dr. Şerefettin Güler Tarafından Yapılan Yorumlar

enteresan bir kitap. bu dönemi merak edenler için sınırlı da olsa tahliller içeriyor. ittihad ve terakinin ülkeyi neden bir bataklığa sürüklediği de satır aralarında ortaya çıkıyor. bulgarlar ve sırplar hakkında da enteresan bilgiler var. Ama benim için en önemli satırlardan biri bismarkın istanbul için sarfettiğ söz. hakikaten ilginç. hem de yüzyıl önce söylenmiş ama bugün hala geçerliliğini koruyan bir söz. Merak edenler kitabın 76. sayfasına bakabilirler. dergah yayınları iyi bir iş çıkarmış. bence mutlaka alınıp okunabilir bir kitap.
ölüm mü İŞKENCE Mİ? herhalde herkes ölümü tercih eder. hep kulaktan kulağa duyduğumuz diyarbakır cezaevi işkencelerini yaşayan birinden dinlemek daha farklı oluyor. Hasan Cemal de kürtler kitabının girişinde anlatmıştı. yaşlı genç suçlu suçsuz binlerce insana işkenceyi sistematik bir şekilde uygulayan bu rütbeliler ve erler mutlaka yargılanmalı. çünkü yargılanmazsa yarın aynı şey bizim de başımıza gelebilir. sizin başınıza gelebilir. herkes adalete hesap verirse kanunun dışına çıkmak zorlaşır. yoksa herkes adaleti kendisi sağlamaya çalışır. ha bir de amerikanın ırakta yaptığı işkencelere bakıp vah vah diyoruz. kendi pisliğimize baksak herhalde insan içine çıkamayız.

artı bu işkencecilerin çoğu da er. hani tertipcilikten şikayet edip sıra kendilerine gelince aynısını yapan cinsler. asıl bunlar utanmalı. asıl bunları bulup yargılamalı.

velhasıl faili meçhul cinayetleri merak ediyorsanız ve diyarbakır cezaevinde aslında ne oldu bilmek istiyorsanız alın okuyun. değer doğrusu.
bence yazar bu defa anlatım olarak çok savrulmuş. küçük bir hikaye bir onun ağzından bir bunun ağzından anlatılmış. Neyse. Her kitap insana bir şeyler verir ya ya da insan her kitaptan bir şeyler alır. bu kitabın da en güzel şeylerinden biri "Eşrefoğlu Rumi" nin AŞK adlı şiiri. kaç defa okudum bilmiyorum ama galiba ezberleyene kadar durmak yok. hadi bu kitapta bu işe yarasın.
Emekli bir askerin kaleminden Kürtler anlatılınca çok farklı sonuçlar çıkıyor. ama itiraf etmek gerekir ki dili sıkıcı değil. ancak zaman zaman çok gereksiz ayrıntılar var. ve özellikle 1990 lı yıllar ile şu günlerin sokak manzaraları bire bir aynı. o zamanda çözüm için düğmeye basılmıştı ama olaylar yüzünden askıya alınmıştı. ve biz ülke olarak 20 yıl kaybettik. şimdi gene aynı senaryo gündemde. üstelik bedava senaryo. hiç yorulmuyorsun. bir defa yazıyorsun lazım oldukça kullanıyorsun. ne kadar acı. neyse kitap diyor ki ey kürtler siz öz be öz türksünüz. inanmıyorsanız alın okuyun.
Çok enteresan yorumlar yapılmış. Bu kitabı okuyan herkes görecektir ki Şeyh Sait ayaklanmasının doğrudan ingilizlerle hiçbir bağlantısı yoktur. hatta konuyu Necip Fazılın son devrin din mazlumları adlı kitabından da isteyenler okuyabilir. velhasıl ayaklanma tamamen şeyh sait ve arkadaşlarınca yapılmıştır. İngilizlerin bir dahli yoktur. Hep masal olarak anlatılır ya şeyh sait ayaklanması oldu biz musulu kaybettik. palavra. İngilizler vermeyince olmuyor işte. kaldı ki bir iki mederese hocasının isyanından ne olacak ki. İsyan öncesi Miralay Halit Bey yakalanır ve daha sonra kurşuna dizilir. dolayısıyla isyan dini hassasiyetlerden dolayı meydan gelmiştir. İşin bir başka ilginç noktası yargılamayı yapan da Bir Kürt. İsyanda şeyh saiti yakalatan da binbaşı kasım onun bacanağı. neler olmuş neler. en iyisi bir tane temin edin ve de okuyun ki bilgi sahibi olun sonra da fikir sahibi olursunuz.