E-Dergi

İsrail'li bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine bu kitabı aldım.Otobiyogrif bir kitap..Yahudi asıllı olan sasson somekh çocukluğunu,büyüdüğü şehir bağdat'ı,ailesini ve yakın çevresini anlattığı akıcı ve herkesin anlayabileceği sadelikte yazılmış bir kitap..Yazın plajda ya da havuz kenarında güneşlenirken bir solukta okunabilir..

Mutlaka aramızda the Secret kitabını okuyanlarımız vardır.Genelde siyaset,araştırma-inceleme,tarih,strateji ağırlıklı kitaplar okuduğum için benim ilgi alanım dışında kalan bu kitabı hergün işe giderken otobüste okuyan kitleleri gördükçe inanın hiç mi hiç merak edip de bu kitabın içinde ne var diye merak bile etmedim..Yapı olarak açık söylemek gerekirse karamsar bir insanım.Çok şeye önce kötü tarafından bakıyor,herşeye ama herşeye olumsuz bakıyordum.Hoş hala o özelliğimi koruyorum :)
Bir arkadaşımın arabasında uzun bir yolculuk esnasında bu kitabın 30-40 sayfasını okudum.Hepsini okumanıza gerek yok zaten ilk 20 sayada ne anlatmak istediğini anlıyorsunuz.Gerisi yalan dolanla dolu(zaten ticari kaygılar gözetilerek basılmış bir kitap)..Ancak dediğim gibi kitabın ana teması,yani anlatmak istediği "İNANMAK" ve "ÇOK İSTEMEK"...Kısa bir hikayemi anlatacağım sizlere komik gelebilir ancak hikayenin sonunda eminim siler de ne anlatmak istediğimi anlayacaksınız.Bundan tam 2 sene önce askerden gelmiştim..Behçet bir vaziyette,almış olduğum eğitime ve diplomalarıma güvenerek kesseler acımaz modunda geziyordum.Ve birgün onu gördüm..Daha ilk gördüğümde ayak tırnaklarımdan saç tellerime kadar dolaşan birşeyleri hissettim..Onu hergün hergün görmek istiyordum ama ne hiketse birbirimizi sadece ayda 1 ya da 2 defa görebiliyorduk ki o da sadece bizim sokaktan geçerken bakışmamızdan ibaretti..O kadat güzeldi..o kadar güzeldi ki yüzüne ve gözlerine bile bakamayacağım kadar güzeldi..Ama onu hep erişemeyeceğim birisi olarak görüyordum..Buna kendimi o kadar inandırmıştım ki,Onu uzaktan sevmek bana daha çok mutluluk veriyordu..Bundan 1 ay önce ne oldu bende bilmiyorum ama artık ona sahip olabileceğime o kadar çok "inanıyordum" ki..Ona nasıl ulaşacaktım?Ya bana hayır derse? gibi korkularla yaşarken bu dizeleri sizlere yazarken o müthiş sevgilimin resmi şu iş yerimdeki masamı süslüyor.İşte büyük sır bu arkadaşlar..Çok inanın ve çok isteyin..elde edemeyeceğiniz hiçbirşey yok..İşte Büyük Sır bu!

Tarihi tarihçilerden öğrenmezsek birileri çıkar "Türkler bir milyon ermeniyi üçyüzbin kürdü katletti" der..Tarihçilerimiz uykularından uyansalar da gençliğimize tarihimizi öğretseler.Yoksa ortamı boş bulan köpüklü ağzlı daha çok aydın(!)ımıza ödül aldırırız..

Yıllardır resmi tarih diye bize yutturulan şeylerin gerçekte ne kadar saptırmaca olduğunu öğreten inanılmaz eğlenceli bir kitap.Özellikle osmanlı döneminde kahramanlıklarıyla övünülen bir çok komutanların aslında ne kadar gerici oldukları gerçeğini örneklerle bu kitapta bulabilirsiniz.Emre Kongar'ı birkez daha tebrik ediyorum.

her ne kadar kayıp trilyonların hesabını veremese de,milli tank projeleri heyecan vericiydi..74 kıbrıs barış harekatında erbakan'ın söylemleri kulak ardı edilmemiş olsaydı bugün kıbrısın tamamı bizim olabilirdi ancak ileride(şimdi) karşımıza konulan ermeni saçmalığında da elimiz bu kadar kuvvetli olmayabilirdi..