E-Dergi

Ne kadar üretici ya da hayal gücü geniş bir çocuk olursa olsun; değişmez bir kanun vardır her çocuk zaman zaman sıkılır. Bu kitap, böyle zamanlarda çocukları sıkıntıdan kurtarmak, aynı zamanda onlara el becerileri kazandırmak ve öğrenme yeteneklerini geliştirmek için çocuklarla beraber yapılacak oyun örneklerini anlatıyor. Yararlanılabilir.

Bu kitabı'kesinlikle' okuyun fakat tarafsızlıkla yazılmış bir eser bulmayı ümit etmeyin. En nihayetinde bu kitap bir nevi hatırat. Meselâ, işler isyana başlarken düşündükleri gibi gitmediği için Kral Abdullah pişman olduğunu dile getirmesine rağmen yine de ne kendisine ne de Arap milletine toz kondurmamaya özen gösteriyor. Bu kitabı değerli kılan tek nokta bu düşünce yapısının nasıl ve neden kaynaklanıp bunlara sebebiyet verdiğidir.

İngilizlerden yardım alan, hatta Hicaz Demiryolunu havaya uçuran Lawrence ile Osmanlılara baş kaldıran Kral Abdullah bir kalede Osmanlı Bayrağını indirilirken çelişkisini kitabında şöyle anlatıyor, “Etkileyici bir manzaraydı, biraz önce indirilen bayrak düne kadar bizim de bayrağımızdı. Oysa bugün artık başka bir bayrak vardı. Bizler, dün de bugün de aynı kişilerdik. Ama bu durumdan sorumlu olanlar, İslâm ve Doğu kimliğinden sıyrılıp Batı sahasına koşturanlardı.” (?)

Thomas Mann, roman sanatının bütün incelikleriyle beraber 12 yıl aralıksız çalışma ile tamamladığı “Büyülü Dağ” adlı eserinde; zaman, karşıt kültürler, aşk, hastalık, ölüm gibi evrensel temaları işliyor. Eser ve çevirisi çok güzel, mutlaka okuyun.

Hitabeti, sosyal ilişkileri, aile durumu, çocuklarla ilişkileri, yetişkinlerle ilişkisi, savaş ve barış hukuku vs neredeyse bir insanın karşılaşabileceği bütün alanlarda; gerek kendi çağındaki gerekse kendisinden sonra gelecekleri de kapsayacak örneklikte rol model olan Hz Muhammed, kendisinden sonraki tüm çağları kapsayacak bir eğitim modeli oluşturmuştur. Yaşadığımız zaman itibariyle düşünmeyi unutmuş bir doğu, aklını yitirmiş bir batı var. Bununla beraber eğitimden mahrum kalmış, yozlaşmış bir ümmet topluluğu var. Böylesi bir zamanda bu kitabın çok daha değerli olduğu kanısındayım.

Yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğan Knut Hamsun, 1890 yılında yazdığı, bir nevî yaşamının otobiyografisi niteliği taşıyan Açlık romanında, kalemiyle geçinen bir yazarın karşılaştığı zorluk, sıkıntı ya da olumsuzluklar karşısında onurundan ve ahlâki değerlerinden taviz vermemesini eşsiz bir şekilde anlatır. Öyle ki, okuduktan sonra da hatırlayacağınız bir kitap olacaktır. Yazar bu eseriyle 1920 yılında Nobel Edebiyat Ödünü'ne lâyık görülmüştür.