Dört bölümden oluşan, 200 sayfalık bu eser; aile içi iletişim sorunları ve çocuklardaki davranış hataları üzerine odaklanmış bir rehber kitap niteliğinde. Yazarı hem bir anne hem de akademisyen olunca; anlatımdaki yol ve yöntemdeki seçicilik ve özen kendisini hissettiriyor.
Her bölümde, aile fertleri arasındaki olası iletişim sorunları ve çekişmeleri; yaşanmış örneklerden de yola çıkarak kurgusal bir senaryoya dönüştürmüş yazar. Her ferdin beklentilerini, yorumlarını aktararak, sonuçlarını değerlendirmiş ve “nasıl olsa daha iyi olurdu?” sorusunun cevabına göre önerilerini sıralamıştır.
Bu kitabın, hitap ettiği okur kitlesi çok geniş. Yuva kuranlar veya evlilik adayları; aile akademisi eğitimi gibi düşünerek okuyabilirler. Edindiği ön bilgiyle, yeni soru ve sorunlara nasıl çözüm bulabileceğinin hazırlığını yapmış olurlar.
TV’lerde sabah kuşağında dert festivali, akşam kuşağında politikacıların kavga arenası, gece kuşağında ise genelde eğlence dolu keyif festivaline rastlıyoruz. Toplumda boşanmalar, aile kavgaları, şiddet, cana kast vb. olumsuz örnek içeren olaylar; TV ve sosyal medya marifetiyle canlı olarak adeta gözümüze sokuluyor. Kültür, sanat, eğitim ve mesleki ders niteliğindeki programlar yetersiz kalıyor. Çoğaltsak bile ihtiyaç hissedip takip edebilecek, bilinçli insan sayısı azaldı.
İncir çekirdeğini doldurmayan nedenlerle, aileler boşanıyor ve yeni aile kurma sayısı da azalmış durumda. Demografik dengemiz alarm veriyor. Ülkemizde adeta metre kareye üç yazar düşerken, okur sayısı da düşmeye devam etmektedir.
Peki toplumu toparlayıp eğitecek, donatacak, düştüğü yerden ayağa kaldıracak bir eğitim ve planlamaya ihtiyaç var mıdır? Elbette ve kesinlikle vardır. Fakat etkin rol oynaması ve kabul görmesi, bireyler ısrarla ve istikrarla talebiyle doğru orantılıdır.
Muhatabını anlayabilmek, ona güven hissini verebilmek, sorunların çözümünde doğru bir başlangıçtır. Kitapta kurgusal diyaloglarla, empati kurulmuş ve tarafların iç sesi yazıya dökülmüş ve tahlil edilmiştir.
Her irtibat, iletişim, yorum ve kararda her şeyden önce doğruluk, dürüstlük ve iyi niyet kuralı geçerli olmalıdır. Devamında ise usul esastan önce gelir kuralını hatırlamak gerekir. Yol, yöntem, üslup, hitabet şekli; hedef ve amacın belirleyicisidir.
Doğru ve verimli iletişimi pratik olarak formülle açıklamak gerekirse, zincirleme olarak uymamız gereken kurallar en azından şunlar olabilir:
Doğruluk, dürüstlük, iyi niyet ve nezaket kuralına uyum. En uygun usul, vurgulu üslup, sözü gerekçelendirme, temellendirme, ikna edici açıklamalarla somutlaştırma.
“Kervan yolda dizilir” sözü yerindedir ama kervanda yola çıkmadan önce de bir hazırlık yapmak gerekir. Bu kitap aile içi iletişim için; akıcı ve tutarlı bir anlatımla, yerinde önermeler, öneriler sunuyor. Devamını kitaba havale edelim.
Yeni çıkan kitaplar için, “Okuru bol olsun” diyenlere genelde şu cevabı veririm: “okuyun sizin de olsun”
Verimli okumalar dilerim.