Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

KY-314042 Tarafından Yapılan Yorumlar

26.10.2009

Mekkeye giden yol benim için uzun süre özlem duyup da sonunda Allah'ın izniyle okuduğum bir kitap. Doğrusu bir otobiyografi ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Muhammed Esed'in müslüman oluşunu anlattığını zannediyordum. Zannım kısmen doğru olsa da oldukça eksik kaldığını belirtmeliyim. Genel kanaat biyografilerin sıkıcı olduğudur; fakat buradaki edebi farklılık ve zekice kullanılan metod eseri akıcı ve zinde kılıyor. Bir kere kendi doğumundan anlatmaya başlamıyor. Daha kitabın başında biz nazik şehir insanlarının macera olarak bakabileceği çöl yolculuğunun ortasında buluyoruz onu. Eser bu yolculuğu anlatıyor genel olarak; ve bu yolcuğun içerisinde müslümanlığı kabulunden önceki yaşamını anlatıyor ve bu yolculuktan önceki yaşantısından da bahsediyor. Ama yaşamını anlatması bakımından bir kopukluk göstermiyor eserde; hatta uzun ara verdiğim zamanlar okumaya başladığımda acaba geçmişi mi yoksa yolculuğu mu anlatıyor dediğim oluyordu.
Yaşamı rutin olmaktan uzak; bir aksiyon adamı. Arayışları peşine korkmadan takılan ve korkunun hayatına engel olmasına izin vermeyen biri. Değişime hazır. Katı, sert kuralları yok hayatında; örneğin Arapların arasında yaşadığında onlar gibi olmakta sıkıntı çekmiyor; onlar gibi yemek yiyor ve onlar gibi giyiniyor. Halbuki başka bir insan yabancı olarak sahip olduğu kültürelleri değiştirmekte hevesli olmayabilirdi.
Zengin ve harika betimlemeleri var. Çok basit olan şeyler hakkında bile anlatacak farklı şeyler bulabilmiş. Elbette ki herkesin (aynı inanca sahip olsak dahi) düşünceleri %100 uyuşmak zorunda değildir. İnsanların ilişkilerinde iyi oran %80'dir. Bunun üzeri muhal görünüyor. Bu nedenle bütün düşüncelere aynen katılmak mümkün olmayabilir, nitekim benim de aynen katılmadığım görüşleri vardı. Ama bunlar onu eleştiri tahtasında oturtmam için sebeb teşkil etmez. Eğer tüm düşüncelere aynen katılıyor olsaydık her birimiz fabrikasyon ürünler gibi aynı olurduk.
Ara sıra basım öncesi ihmale dayalı harf hataları ile karşılaşsamda bu kitabın bütününü etkilemeyecek kadar az. Çevirisini oldukça başarılı bulduğumu söylemeliyim. Bazı cümleler neredeyse bir paragraf, onları uyumlu bir biçimde çevirmek, Türkçe de anlamını kaydırmamak öyle her yiğidin harcı değil.
Eserini okumuş olmaktan dolayı büyük memnuniyet duyduğumu ifade ediyor ve yazara Allah'tan rahmet, mağfiret diliyorum. İyi ki bu dünyada yaşamış, iyi ki Müslümanlığı kabul etmiş ve yaşadıklarını iyi ki yazmış.
05.09.2009

Kısa kısa masallardan oluşuyor, çocuklar kitabın isminden dolayı tercih etse de eser Timaş'dan çıkan "Masal Sokağı" ve "Masal Parkı" ile benzer özellikleri taşıyor. Eğlenceli ve eğitici masallar içeriyor. Çizimleri de masallara uygun ve şirin karakterlerden oluşuyor. Masal uzunlukları yaklaşık iki sayfa; bazılarında çizimlerde olduğu için bir buçuk sayfa civarında.
03.09.2009

Uzun zamandan beri tam olarak bir siyer kitabı okuyamamıştım. Selam üzerine olsun Peygamber Efedimiz'in yaşamını genel çerçevede bilmeme rağmen bu okumam benim için cidden çok heyecan vericiydi. Bittiğinde derin bir hüzün duydum. Özellikle üç aylar okuması olarak seçmiştim ve manevi havası solunasıydı. Bir zaman sonra Allah nasip ederse yine okumayı düşünürüm.
Üslup ve çeviri dili çok güzel. Birçok ayrıntı sayılabilecek bilgiye de yer verilmiş. Bir iki anlatılan da güvenlik şüphesi duysam da mütercim zaten gerekli bilgiyi vermiş.
Ben siyer okumak isteyenlere kesinlikle tavsiye ederim.
04.08.2009

Önyargıları kırmak, saf bir niyetle Rabbi tanımayı amaç edinmiş bir eser.
Modernizm akımı ve geleneğin arasında yetişen günümüz genç nesli için aydınlatıcı olacağını düşünüyorum. Yaratıcı imajının yeni nesilde korkutucu bir şekilde oluşması ve Rabb ile kul arasına duvarlar girmesi; bu kitabın yazılmasını teşvik etmiş olabilir.
27.07.2009

Kitabı çok beğendiğim ve ilk çıktığında okumama rağmen; yorum yazmaya elim uzun zaman varmadı; sanki ben ne yazsam eksik söylemiş olacak gibiyim. Pek önemsenmeyen bir günahın arka boyutu açılıp, inceleniyor; belki de hiç umulmayan/ umursanmayan yönler açıklanıyor. Nedense hep bu günah işlenirken gerçekçiliğin arkasına sığınılır. Yani söylenenin doğru/gerçek olması; fakat doğru yerde açığa çıkmaması doğrunun şeffaflığını uzaklaştırıyor. Kendimizi bu tür bir yerde hissettiğimizde Hucurat Suresinin çağrısını duyabilmeliyiz.
Umuyorum ki bu kitabı okuduktan sonra birer Gıybet Gönülsüzü olarak öncelikle kendi dilimizi terbiye etmeye ve toplulukta alenen işlenen bu günahın önünü kesmeye muvaffak olabiliriz.
Gıybetsiz günler dileğiyle; Selamlar