Toplam yorum: 3.140.996
Bu ayki yorum: 2.691
E-Dergi
philosoph Tarafından Yapılan Yorumlar
Alışılmış,bir kez okunduktan sonra bir daha bakmanın içinizden gelmediği tarih bilgileri ve hadislerin tartışılmasıyla dolup taşan tefsirlerden olmayan,Her okunduğunda içinizin çoşacağı bu esere kulak verin.Büyük Konevinin sizi alıp götürmesine izin verin.Ekrem Demirliye selamlar ve teşekkürler
büyük bir emek ile bu çevirelere imza atan Ekrem Demirli beye çok teşekkür ediyorum.Bu eserler ile Vahdet-i Vücud deryasını daha iyi anlamak nasip olacaktır diye tahmin ediyorum ve Vahdeti vücud'un tek gerçek öğreti olduğunu düşünüyorum
Bu roman faulknerin en zor ve ciddi eseri olarak görülüyor.buradaki kişileri tanıdıktan sonra romanı çözmek mümkün olabilir.aslında fulknerin kişileri fazla karışık çok büyük metafizik derinlikler barındıran tipler değil son derece gerçek ve mümkün kişiler bu açıdan bakıldığında bu insanlar birer roman kahramanından çok bir yerde yaşayan ortalama insanlar olarak varlar buna ilaveten bu kişilerin böyle gözükmesini sağlayan ortamın hakkını da teslim etmek gerek. sanki faulkner masanın başına oturup roman yazmamış da romandaki kişilerin yanına gidip gerçekten onları gözlemiş ve anlatmış gibi geliyor bana.
aslında bir romanın içinde yer alan bir bölümdür Ayı hikayesi ,daha doğrusu önce ayrı bir öykü olarak yazılmış sonra da yazılan romanın içinde bir bölüm olarak yer almıştır,ve bu romanın adı da 'Kurtar Halkımı Musa'dır.okuduğum ilk faulkner eseri olduğu için beni nasıl zorladığı da hala aklımdadır.bu zorluk yazarın uslubundan ileri gelse de çevirmenin yaptığı çevirinin de bunda payı oldukçe fazladır.özellikle "güneş-sinir-ağının-merkezi" ne anlama geliyor onu hala çıkaramadım.ama bu kitabın bir diğer çevirisini okuyunca ancak bu konuda bir fikir sahibi olabildim.kitaba gelirsek ,kitabın içindeki en uzun bölüm aslında ayı veya köpeğin olmadığı,Isaac Maccaslin ve babasının, geçmişinin nasıl o topraklarda mevcut olduğunun nasıl o topraklara gelinip yerleşildiğinin ve konuşulan zamana gelindiğinin anlatılmasıyla,tartışılmasıyla görünen bölümdür kısaca böyle özetleyebiliriz.
kitapta iki bölüm var ilk bölümde özdeşlik ve ayrım incelenirken ikinci bölümde Hegel sisteminin bir yorumu var .bence çok önemli bölümü ikincisi ilk bölümde A=A ilkesinin sorgulanışı tam heidegger'e özgü görünüyor ama bu söylediklerinin bir kısmı zaten alman idealizmi tarafından ele alınmıştır .ikinci bölümdeki heidegger daha çok felsefe tarihçiliğini gösteriyor ve hegelin sistemi ile ilgili görüşlerini kendi felsefesi ile kıyaslayarak anlatma yolunu tutuyor,açıkçası ikinci bölüm ilk bölümden daha orjinal ve dikkat çekici.son olarak çevirmenin bu kitabı iki yılda Türkçeye çevirdiğini de belirtelim, bu kitap ki 62 sayfa kadar ancak sürüyor...