Toplam yorum: 3.090.135
Bu ayki yorum: 733

E-Dergi

Bahadır Cüneyt Yalçın

1 Şubat 1982'de doğdum. Yedi buçuk yaşında okumayı öğrendim. 2000'de Kırıkkale Fen Lisesi'nden, 2006'da İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nden mezun oldum. 2011'de Afili Filintalar'a katıldım. Ankara'da yaşıyorum. Üç çocuğum var. Mizah edebiyatı ve fırın sütlaç severim.

Bahadır Cüneyt Yalçın Tarafından Yapılan Yorumlar

Eyvallahsız, dahice, bol ayarlı, bol öğretici acayip bir sözlük. Satırları çizmekten bitap düştüm. Bir mizah klasiği. Yazıldığında Groucho Marx 20, Woody Allen’ın babası 10 yaşındaydı, düşünün.
Gelmiş geçmiş en iyi, en komik, en zamansız, en ferah feza mizah romanıdır kanımca. Çok dikkatle okunursa bir parça ırkçı görünebilir ama nasıl TenTen'de bunu o zamanın koşullarında eritip hoş görebiliyorsak bunu da unutabiliriz. Nur içinde yat Jerome.
Bol miktarda, kısalı uzunlu, hüzünlü hüzünsüz, filtreli filtresiz mizah hikâyeleri. Yazarın sadece esprici değil, hakiki bir yazar olduğunu yeniden gösteren pek kahkahalı edebiyat öğünü, öykü gölü.
Alman bir kadın yazardan şahane mizah! Çok şeker fikir. İnsan bu tür kitapları okuyunca "Neden benim aklıma gelmedi ki?" diyor. Neyse, böylesi daha iyi. Birisi çok güzel obua çalarken aynı anda da kaliteli muz ortalar yapabiliyorsa "Benim neden aklıma gelmedi" demek manasız zaten. Almanlar uzanıp yatmakta da mizahta da pek iyi değiller, bunu biliyoruz. Ancak Nina Fröhlich isminin sesi kadar sevimli bir eser yaratmış. Çok kere kahkaha attım. Kitap bittiğinde insan "acaba başka neler yapılabilir uzanarak?" diye düşünüyor. Aklıma Woody Allen'ın bir lafı geldi: "Ölüm, sadece uzanılarak yapılan kolay işlerden biridir."
Evet kapak hiç çekici değil, sanki Donald Trump'ı ya da kongreyi yahut ABD iç siyaseti ve dolar rezervi hakkında sıkıcı kitapların kapaklarını andırıyor. Değil ama. Tamam, Amerika hakkında, tamam para toplumu ve biraz yerel siyaset hakkında fakat insan hakkında bir yandan. Marketler, ev tozları, aşk, müzik, binalar, sokaklar, erkekler, kadınlar ve sıkıcı piyasacı düzene isyana dair de. Hacimli ve bu yüzden ürkütücü görünse de su gibi akıyor çünkü yazarı samimi; sulu zırtlak samimiyet değil, dalga geçmeyi de insanları ciddiye almayı da bilen samimiyet. Çok renkli, malumatfuruş, duygusal, zıpır. Çağına ait. Eskiden pazar sinemaları vardı TRT'de işte o hissi veriyor. Tom Robbins'in yazar hakkında söylediği şey var ön kapakta: "Joey Goebel doğuştan yazardır, kaderi orijinal olmaktır."