E-Dergi

Polisiye okuduğum ilk sağlam kitap...Resmen ağzımın suyu aktı...Ne derler 'Elimden bırakamadım'..Aynen böyle oldu..30 sayfa okuduktan sonra masaya koydum ve film izlemeye başladım..Ama bu kitap bana o filmi kappatırdı ve tekrar gidip devam ettim..Çünkü yazar o kadar soru işareti ve güzel işliyorki gerilimi bunun güzelliğini burda değil , o sayfalarda alabilirsiniz ancak...
Yanlış zamanda yanlış yerde olan bir adam...Boşa giden 20 yıl..Kör olmaya yakın bir dedktif ve yaptığın affedilmez yanlışlar...

İster istemez Stephen King in referansı bu kitabı almamda etken oldu tabii..Sonuçta yeni bir yazar ve ilk kitabı...İlk kitaplar o yazarın cevherini görmemizi sağlayan ilk araçlardır...
Kitaba gelecek olursa Hamlet imsi bir konu var..Aile içi ölüm ve ardındaki gizem...Dilsiz çocuğun ve annesinin hayata karşı mücadeleleri..Ve araya giren amca..Tahmin edilen ama nedeni tahmin edilmeyen bir cinayet...Kitabın hikaye anlatımı çok güzeldi..Edgarın yolculuğu ve o tasvirler gayet çekiciydi...Ama sonu daha etkili ve vurucu olabiliridi...Fazla ölüm oldu..Polisin aptallığı ise sinir bozucuydu...
Genede bir yaz kitabı için iyi..

Usta ne zaman kalemini kağıda dokundursa ve bizde kalemi tutan o ele sımsıkı tutunup onun uçsuz bucaksız hayal diyarlarına gitsek sanırım o çılgın atmosferi ve o yerçekimini herzaman en yüksek seviyede hissediyoruz...Resim nasıl yapılır başlıklı bölümler beni benden aldı...Bu kadar büyülü kelimeleri yaratıp ve resim sanatınıda gerilim ve espriyle birleştirmeye kabiliyet demek en hafif kelime kaçar..Bu bambaşka birşey..
Edgarın geçirdiği kaza sonrası kolunu kaybetmesi ve hayatında yeni bir sayfa açmasıyla başlar hikaye...Karısının yaptığı döneklik ve aksine kızının ona olan sevgisi Edgar için daha önem taşır o andan sonra..yeni keşfettiği yeteneğiyle başına gelen talihli ve talihsiz oranlar..Karanlık çökünce oturduğu villadan duyulan midye kabukları sesleri ve onunla birlikte gelen küfür niteliğinde,yeryüzündeki hiçbir insanın hayal edemeyeceği o şeyler...Onlar..Diğer taraftan yeni dostların desteği ve savaş...
Resim çizmeye mi başlayacaksınız..Boş bir yüzeyde başlayın.Kağıt veya tuval olması şart değil, ama beyaz olmalı.Siyah ışığın yokluğudur, ama beyaz belleğin yokluğudur..
Hayal edemediğimiz şeylerle cezalandırılırız ve herzaman daha vaktimizin olduğuna inanırız.Ama sürpriz ve bir o kadarda ciddi kalp krizi gibi bir şeyde işimizi bitirir bir anda..Kendimizi kandırmak..En büyük hatamızda bu değilmi?

Kitaptaki kelime hatalarının zenginliği okumamı zorlaştırdı.nı harfi yerine m harfi var birçok yerde.Örneğin Alnı kelimesi olmuş Alm.Ki bu ustanın kitabı oluncada buna ek olarak sinirlendirdi..Nasıl bunları düzeltme yapmadan yayınlıyorlar aklım ermiyor..İnkilap kitabevini buradan kınıyorum..
1996 da Bachman nın öldüğüne seviniyorum en azından King in beyninde..Çünkü onun dünyasında hiç merhamet yok..Tamamen vicdansız..
Poplar sokağının o yaz günü başından geçen olaylarının değil tamamını köşesini kenarını hatırlıyorum ve sanki midemden boğazıma bir yumruk yükseliyor...Ürperti sarıyor..En güzelide çoğu Bachman kitabında olduğu gibi sonunda kafanızın bayağı karışacağı..Hitchock vari bir sonla okura bırakılan bitmemiş olaylar ve kendinize sorduğunuz
'Dehşet devam ediyormu?'

Üçlemenin en heyecanlı kitabıydı.Çakal ın öç tutkusu tavan yapıyor...Gözü kararıp tek bir amaç için yola çıkar..Bourne u öldürmek..Gerçek dünyanın Voldemort u gibi tıpkı..Tek işi öldürmek olduğu için kaybettiği şeyler umrunda değil..Buda en büyük eksikliği..Diğer taraftan Bourne hem ailesini düşünmek zorunda hemde onun için canını verebilecek arkadaşlarını...
KGB ile ilgili derin bilgilerde var...kitabın 1990 yılında yayınlandığını düşünürsek sanırım Dan Brown gibi yazarlarında bir nevi ilha kaynağı sayılır Ludlum...
Kısacası aksiyon dolu ve sayfaların size yumruk attığı bir kitap...Kendinize bir iyilik yapın ve bu macerada Bourne nun o zekasını iyi görün...