Sarıkamış çokça işlenmesi gereken bir trajedi. Ne yazık ki çok fazla kitap yok. Yazar hikaye tarzında basit bir anlatımı tercih etmiş. Kurgusu ilginç birkaç hikayeyi paralel olarak içiçe anlatmış, bu kimi zaman takibi zorlaştırıyor. Bence anlatım daha epik olmalı idi. Kitabi okurken bir iki noktada duygularım kabardı, konusu itibariyle çok daha etkileme potansiyeline sahip. Edebiyat yönünün kuvvetlenmesi gerekli. Yazarımıza bu zor konuda yazdığı için başarı ve teşekkürlerimi sunarım.
Gelelim Konuya; Sarıkamış harekatını Çanakkale ile veya diğer savaşlarla karşilaştırma doğru olmaz ama bir nokta var ki bence çok önemli; Karşında azgınbir düşman ve yoğun düşman ateşi altında sehit olan mehmetçikler, "Allah , Allah" nidalarıya düşmana atılmalar, harb alanındaki yüksek adrenalin bunlar bir taratayken soğuktan çok soğuğa doğru yapılan uzuun yorucu bir yürüyüş ki dinlenmesi bile daha yorucu, yazlık elbiselerle sonu gelmeyen yürüşler, açlık, yorgunluk. Anlatırken bile dayanılmazlığının ürperttiği bir yürüyüş.
Belki dedelerimizin bu vatan için yaptıklarını görüp bizde az biraz birşeyler yapmaya çalışsak. Ne de olsa sehitlerimiz Erzurum'dan Sarıkamış'a doğru yol alıyorken kimileri de memleketin sair köşelerinde herkesten şikayet ediyorlardı.
Tarihi kendimizi galeyana getirmek veya hakaret etmek için okumamak lazım. Ders almak ve geçmişlerimizi (özellikle şehitlerimizi) hayırla anmak için okumak lazım.