E-Dergi

Son zamanlarda tarih konusunda biyografi okuyayım dedikten sonra alıp okuduğum ilk kitap. Gerçektende tarihimizi çok az biliyoruz. Tesadüfen alıp okuduğum bu kitap hiç düşünmediğimiz adsız kahramanlardan birini daha tanımama vesile oldu.
tavsiye ederim. Oldukça ilginç bir şahsiyet.
Bu kitabı okuyunca ;
Irak cephesine, İşgalden önce Ege'ye, Kurtuluş savaşı sırasında Doğudaki isyanlara vs. ilgi duyacaksınız.

Bu Kitap Ahmet Turan Alkan'ın okuduğum ikinci kitabı. Doğrusunu soylemek gerekirse kitabı aldıktan sonra yazarının o olduğuna farkettim. Çünki bir kitap fuarında İttihat ve terakki hakkında bir kitap sormuş ve bu öneri ile karşılaşmıştım.

Öncelikle söyleyeyim. A.T.Alkan Beyin tarih doktorası olduğu bunun da bu doktora tezi olduğunu kitabın önsözünden öğrendim. Bu da kitabı okurken nekadar bilimsel ve kaynak tabanlı olduğunu anlamamı sağladı.

Hiç bilmediğim bir dönemi oldukça güzel anlatmış. Öğrenilecek çok şeyvar. Buradan temelle kendiniz geçmiş ve bu güne ile ilgili kendi tarihi bağları çeşitli neden-sonuç ilişkilerini kurabilirsiniz.

Şiddetle (ısrarla) tavsiye ederim. Ayrıca kaynakçanın geniş olması bir kaynak kitap olması işlevini yerine getirmektedir.

Saygılarımla

Kitabı bir solukta okuyabilirsiniz, hekes gibi. Çünki anlatım dili ve ilerlemeler karışık değil basit ve kronolojik.
Konusuna gelince katılıp katılmama kendi hayatınızı referans alarak vereceğiniz bir karar. Bana göre çok çalkantılı "BEN" merkezli bir hayat. Gerçek bir hayat hikaye edilmişse de kahramanın gerçek duygu ve niyeti değilde dışarıdan görünen fiilleri aslında konumuz. Sıra dışı bir hayatın sıra dışı sonu. Bu kitapta ilk defa şunu gördüm (dedelerinin): Belirli bir kuşakta bir yerde olmak için Osmanlı döneminde bir yere gelmiş olmak veya en azından eğitim almış olmak gerekiyor. Çünki Cumhuriyetin ilk dönemlerinde okumuş adam az olduğu için imkanları çok fazla dolayısıyla evlatlarının da imkanları çok fazla. İşta Aylin hanım bu silsileden geliyor.

Kitabı dün akşam bitirdim. Okuduğum ilk Aytmatov eseri. Açıkça söylemek gerekirse anlatım dili, yazım ve hikayenin akış şekli beni oldukça etkiledi.
Kitapta bölümler yok. Tek parça halinde yazılmış. Bazen iki paragraf arası oldukça uzun bir zaman geçmiş veya kahramanın kendi dilinden duygu ve düşüncelerine geçilmiş. Bu bu kitaba mı özgü yoksa ustanın tarzı mı bilemiyorum. İlk başlarda zorlanmadım değil. Kitap genelde üçüncü kişi tarafından anlatılmış diyaloglar az.
Usta her bir karakterin bedenine girmiş iç dünyasını çözmüş bir ruh gibi.
Kağıt ve baskı güzel.
Tavsiye ederim. Boynuzlu Geyik Ana ! ah ah

Çok merak ettiğim bir kişiliktir Abdulhamit. Tarihe bu kadar meraklı olmama rağmen ancak okuma fırsatı edindim. Keşke bu kitap 1000 sayfa falan olsaydı. Okurken hiç bitmesin istiyor insan. Bu kitabı okurken içerisinde verilen bilgileri ben de internetten araştırdım. Mesela ; Amerika'ya gönderilmiş olan albüm kitapta bahsedildiği gibi googledan ulaşılabiliniyor.

Açıkça söylemek gerekirse bu kitaptan önce bildiğim her şey duyduğum kulaktan dolma şeylerdi. Bir de bize okulda öğretilen "istibdad" meselesi var. Yani Abdulhamit hiçbirşey yapmamış sadece "baskı ve zulüm yapmış, donanmayı çürütmüş, meşrutiyeti kaldırmış " bize anlatılanlar bundan ibaretti. Çok şey öğrendim bu kitaptan.

Bu kitap belge ve referanslarla herşeyi çok güzel anlatıyor. Tabiki Abdulhamid'in hiç bir hatası yoktur demek saflık olur, ama en kötümser yaklaşımla bundan daha iyisini de yapan çıkamazdı diyorum. Kitap bunu çok güzel ortaya koymuş.

Ayrıca eser aynı zamanda kaynak kitap vazifesini görüyor olup istenen konularda detaylı yazılan eserlere yön vermektedir. Bir çok konu özetin özeti şeklinde ele alınmış olup kitap ancak bu boyuta indirilebilinmiş.
Ne kadar güzel olursa olsun eser , önyargılı "Kızıl Sultan"cıları ikna edemeyecektir.
Okumanızı tavsiye ederim