Bu yazarın ilk romanını okumuştum, yıllar sonra bile gayet iyi bir korku-gerilim romanı olarak aklımdadır. Dolayısıyla yazarı, bir korku-gerilim yazarı olarak bildiğimden ve kapaktaki biyolojik tehlike işareti beni o romanı almaya tetiklediğinden dolayı alıp okudum. Öncelikle Ken Folet'in -kapağında yine aynı işaret olduğu için hevesle satın aldığım- romanı kadar rezalet olmadığını söylemem gerekiyor, fakat öte yandan bir hayal kırıklığı yaşadığımı da söylemek zorundayım.
Çok başarılı polisiye Macera yazarı Glenn Meade'in moadya uyarak yazdığı korku-gerilim romanı Şeytanın Müridi'nde yaşadığını bu yazar da bu romanda yaşamış. Şundan artık eminim, bir tarzda başarılı olan bir yazarın bir başka tarzı denemesi çok kötü sonuç veriyor. Bunu yapmak için Stephen King gibi, Dean Koontz gibi kendi tarzını yaratabilen bir yazar olmalı. Yoksa roman, ucuz bir taklitten öteye gidemiyor.
Gaia Teorisi, sadece ilginç bir teori, ve bir kaç dakikada tüketilebilecek bir etkisi var, o kadar. Bundan bir roman yaratmak için yazar şartları çok zorlamış. Öyle ki, 250. sayfalara kadar sizi sadece "neymiş bu teori yahu?" sorusu götürüyor, sonrasını ise "zaten okuduk, bari bitirelim" diyerek tamamlıyorsunuz. Bazı şeyler o kadar zorlanmış ki, bir rasathaneden, salt dağın tepesinde olduğu için bütün dünya ile iletişim kopabiliyor. Oysa uydu telefonu bile en az 15 yıldır kullanılıyor dünyada. (Aklıma Ken Folet'in içinde 7-8 kişinin olduğu bir evde bütün cep telefonlarını kullanılamaz ve polis çağırılamaz duruma getirmek için attığı taklalar geldi).
Bu romanında yazar, MICHAEL CRICHTON taklidi yapmış. Bunu da zaten kendisi romanın ilk sayfalarında bir karakterin ağzından itiraf etmiş: "Sanki bir Michael Crichton romanı gibi" cümlesi ile. Ama ucuz bir taklitten öteye gidememiş, çünkü:
- Crichton, hiçbir zaman 10 cümle ile anlatılabilecek İSPATLANMAMIŞ bir teori üzerine roman yazma tembelliğine kaçmamıştır. Crichton, romanında ele alacağı konu ile ilgili en az 2 yıl araştırma inceleme yapar, bilim insanları ile görüşür, tonlarca literatürü devirir ve o konuda -sadece bir teoriden ibaret değil- geniş kapsamlı bilgi sahibi hale gelir. Ardından da kendi kurgusunu yapar. Kurgu dinazorların tekrar hayata döndürülmesi gibi uçuk bile olsa, romanı okurken bilimsel gerçekliğe öyle bir oturur ki, "e döndürsünler şunları hayata artık, ne bekliyorlar" dersiniz. Bu durum, küresel ısınmaya sebep olmakla suçlanan ABD'li büyük şirketlerin tetikçisi olarak yazdığı küresel ısınma karşıtı Sessiz Tehlike'de bile geçerlidir-ki bu en ucuz romanı bile şu Gaia Teorisi ile kıyas kabul etmez. İNANMAYANLAR, SIRADAKİ İSİMLİ SON ROMANINI OKUSUNLAR, ZATEN BAŞKA ROMANI DA YAYINLANMAYACAK ÇÜNKÜ BU ÜLKEDE MAXIME CHATTAM, HATTA METAL FIRTINA BİLE ÇOK SATARKEN O SATAMADI VE ZATEN GEÇEN YIL ÖLDÜ.
Sonuçta bu romanı elinize alırken asla bir Crichton romanı beklemeyin, yanına bile yaklaşamaz, üzülürsünüz. Fakat bir Michael Crais, bir Ken Follet, ya da Jack DuBrul gibi okunamayacak kadar kötü de değil.